Müjgan Çetin
Kitlesel Üretimden Yalın Üretime ve Şimdi ‘Değer Üretimi’ne
‘İNOVASYON ile DEĞER KATANLAR için İNOVASYON YÖNETİM SİSTEMİ Rehber Kitabı’ isimli kitabım okuyucuları ile Mart ayında buluştu. Kitabın içerisinde çok sayıda metod ve kavram önerim var. Bu kavram ve metodları zaman zaman sizlerle paylaşacağım. Bu sayıda sizlerle paylaşmak istediğim kavram; ‘Değer Üretimi’
Bu kavram neleri içeriyor. DEĞER…. Peki değer ne demek? Önce inovasyon içerisindeki önemini vurgulamak isterim. İnovasyon’un uluslararası referans dokümanlardaki tanımı ‘İnovasyon; finansal veya sosyal değerin gerçekleştiği veya yeniden dağıtıldığı yeni veya değiştirilmiş varoluştur. Değeri önemli kılan ise, ifade edilen veya edilmeyen ihtiyaçların karşılanmasıdır.’ O halde sadece yeniliğin varlığı yeterli değil. Gerekli ve yeterli şart deriz. Yenilik gerekli ama inovasyon için yeterli şart değildir. İnovasyon olması için yenilik ve değerin gerçekleşmesinin birlikte olması gerekiyor.
O halde sormak istiyorum. Sizce değer nedir? ‘Para, döviz, mülk, tatil, marka kıyafetler vb şeyler mi? Yoksa; sağlık, güvenlik, gıda, yaşamın kendisi, sevgi-saygı v.b mi? Değer bileşenleri olarak, özellikle de ürünler için; performans, tasarım, statü-prestij, kişiselleştirme, maliyet, risk azaltma, kolay-rahat kullanım, kolaylık vb. kriterleri sıralamak istiyorum. Siz yeniliğin etki alanına göre bunlardan birini ve birkaçını seçerek değerinizi belirleyebilirsiniz. Tabi yaşamınız için de değerin anlamını ve tanımını yapabilirsiniz? Sizi ne değerli kılar? Size değerli gelen nedir?
İnovasyon terminolojisi açısından değer’e yaklaşımımızı ifade etmek istiyorum. ‘Değer’; müşteriler, aracılar ve kullanıcılar için, bir değer zincirinde-ağında-sektörler, alanlar veya disiplinler arasında gerçekleştirilebilir, yeniden dağıtılabilir veya yok edilebilir. Değer farklı düzeylerde gerçekleşebilir (Bireysel, Örgütsel, Toplumsal) … Bir yeniliğin değeri ekosistemindeki kitlesi ve tarafından farklı şekilde algılanabilir. İnovasyonun değeri, zaman içinde gelişim gösterir.
Şimdi de üretim yönetimi sistemleri açısından değer yaklaşımının tarihsel perspektifinden bahsetmek istiyorum. Marksist yaklaşımda, bir malın değerini belirleyen emek miktarı, gerekli ham madde, enerji ve makinelerin üretildiği ve yeniden üretildiği o malın bütün üretim aşamalarındaki bütün emeği kapsamına alır. Ancak kapitalist ekonomide kullanım değeri ile mübadele değeri farklılaşmıştır. Bir malın kullanım değerini fayda belirlerken mübadele değerini de emek belirler. Bu tarihsel bakıştan sonra, şimdi ‘değer’e yeni bir açıklama getirmek istiyorum. Değer; içerisinde bulunduğumuz çağda; artık emek veya mübadele değeri değildir.
Değer = Yaşamdaki problemleri daha az kaynak kullanımı ile farklı şekilde çözerek fayda üretmektir.
1800’lerin sonu ve 1900’ların başında sanayi devrimi, kendi teknolojisi ile birlikte kendi felsefesi ve düşünce adamlarını da üretti. Benim de mesleğim olan Endüstri Mühendisliği işte bu zamanlarda doğdu. İşte o zamanlarda kitlesel üretim ile tanıştı. Çok ürettik, çok sattık. Liberal ekonomi ile desteklendi bu üretim yaklaşımı. Ortalama standartta ürünler ve standart süreler, işlemler, insanlar en önemli hale geldi. Belirli bir işlemi gerçekleştirmenin bir tek en iyi yolu vardı, bu da standart hale getirilmiş yoldu. Amacı; büyük hacimli kitle üretimi yoluyla sağlanan ölçek ekonomisini sağlamaktı. Gümrük duvarları yoluyla korunan pazarlarda, uzun süreli standart mal üretimi yapılarak, maliyeti azaltmak ve erişimi çoğaltmak temel hedefti. Büyük fabrikalarda yarı vasıflı kitle işçileri ile bir yapılanma mevcuttu. Merkezi yönetim tarafından karakterize edilen, işin örgütlenmesinin hiyerarşik ve bürokratik biçimi ile biz endüstri mühendisleri hizmet ettik. Arz, talep ve refah dengeleri ve Keynesyen politikalar tarafından düzenlenen ulusal devlet ekonomilerinin yönetimi de eko-sistemi oluşturdu. Kitle üretimi aynı zamanda kitle tüketimini geliştirdi. Artık, kitle üretimi ile üretilen standart ürünlerden müşteri ve tüketiciler bıktı.
Sonra Deming KALİTE dedi, Toyota’da bir mühendis Ohno YALIN ÜRETİM dedi. Artık israf istemiyorduk, tam zamanında sipariş için yeni yapılar kurduk. İşçilerimizin işe gelirken yanlarında beyinlerini de getirmelerini istedik. Bizim için düşünmeleri amacıyla öneri sistemleri kurduk. Tek bir siparişi de en kısa zaman da karşılamak en önemli problemimiz oldu.
2020 ye geldiğimizde ise salgının verdiği kırılma ile şimdi ben de size ve düşünsel dünyamıza yeni bir kavram hediye etmek istiyorum. AKILLI DEĞER ÜRETİMİ….Kitabımdan çok sayıda alarak, hediye ederek sadece İnovasyon yönetimi bilgilerinin yaygınlaşmasını sağlamayacaksınız, bir Bilim Kızı’nın yaşam bilimleri alanındaki uzun akademik yolculuğuna da katkı sağlamış olacaksınız… Yenilik Bilim Kızı ile gelir… Bilim Kızı ile Yaşama DEĞER katmanızı diliyorum… !