Ahmet Yılmaz
Normale Dönmek
Pandemi’nin Avrupa’da kendini gösterdiği Mart 2020 tarihinden buyana “normale” dönüşün ne zaman olacağını tartışıyoruz. Normalden anladığımız ise daha düne kadar işleyen, insanın alışık olduğu sosyal ve iktisadi faaliyetlerini sürdürdüğü yaşam zemini. Hatta bu yaşam zeminine doğayı bile eklemiyoruz. Çünkü Covid-19 genel anlamda doğaya zarar vermedi, bilakis ironik bir ifade ile doğa biraz nefes aldı, kendine geldi. Dolayısı ile normal’in tarifinde biraz sorunumuz var.
Bir yandan ne zaman normale dönüş başlayacak başlığı altında yarını (aslında kastedilen covid öncesi dönem yani dün) tartışıyoruz diğer taraftan da her daim yapılan gelecekte bizleri neler bekliyor tartışması. Bir nevi iki çeşit yarın, gelecek tartışması içindeyiz. Bu eğilimlerden hangisi daha önemli ve/veya gerçekçi; düne dönmek mi yoksa bugünü içinde barındıran yeni “normal” leri mi tartışmak? Birey özelinde bu iki eğilime de kafa yormak, sorulara yanıt aramak entelektüel bir çaba olarak anlaşılır bir şeydir ve hatta yapılması da gereklidir. Ama iş yaşamını tartışacaksak, sanayiyi, otomotiv sektörünü vs konuşacaksak bu durumda “normal” i nasıl tarif edeceğiz? Örneğin otomotivde dünün “normaline”, dünyasına dönmek mümkün mü?
Günlük basına yansıyan bazı haberleri bu minvalde ele alacak olursak;
FCA ve PSA birleşti, dünyanın 4. büyük otomobil üretici grubu oldu. Bu birleşme hali hazırda 9 milyon araç üretiyor ve kapasitesi de 14 milyon araç.
Otomotivde son 20 yıldan buyana bir süreç yaşanıyor; üreticisiyseniz değişik coğrafyalarda değişik müşterilere yönelik araç portföyünüz olacak, araçlarınızın fiyatı rekabet edebilir olacak, kaliteli olacak, olmak zorunda. Bu faktörlere son zamanlarda çevre dostu olmak (hem üretim hem de araç/model bazında), alternatif tahrik modellerine sahip bir çeşitlilik -şuan revaçta elektrikli araç- ve de dijital teknolojik uygulamalar ile uyumlu olmak (bu da hem üretim hem de model bazında) eklenmişti. Aktüel olarak bu faktörlere şimdi bir de pandemi etkisi eklendi ve artık göz ardı edilemeyecek bir gerçeklik, zorunluluk ortaya çıktı. Devasa küresel üretim ve tedarik ağına sahip olan otomotiv sektörü bu Pandemi’den küresel olma vasfından dolayı daha çok etkilendi; kapanmalar nedeniyle üretimin sürdürülebilirliği tehlikeye girdi. Bu durumun müsebbibi olarak küresel tedarik zincirlerinin böylesi dönemde kırılganlığı görülmüş oldu. Şimdi küresel tedarik zincirleri yeniden yapılandırılıyor. Tek bir ülkeye, tek bir tedarikçiye olan bağımlılığın azaltılması, bölgesel stratejilerin geliştirilmesi yeni görevler arasında.
Dijital teknolojiler ise üretilen aracı hem araştırma-geliştirme, tasarım, üretim ve satış sonrası hizmetler boyutunda hem de müşteri beklentileri, memnuniyeti boyutunda düne nazaran daha fazla etkilemekte, değişip dönüştürmektedir. Bu nedenle, çağımız bir çok otomotiv üreticisi tarafından dijital transformasyon dönemi olarak adlandırılmaktadır.
FCA ve PSA’yı bir anlamda bu birleşmeye iten zorunluluk dijital transformasyon dönemindeki görevlerin büyüklüğü ve zorlu oluşudur.
Tesla, en büyük fabrikasını Almanya’da Berlin’e yakın bir yerde kuruyor. İnşaatı süratli bir şekilde ilerleyen fabrika adeta dünyada otomotivin kalbi sayılan Almanya’da dev firmalara rakip oluyor.
Düne kadar bu tür bir yatırım Almanya’da gülümseme ile karşılanır ve heba edilmiş bir sermaye gözü ile bakılırdı. Şimdi ise durum çok farklı algılanmaktadır. Tesla, elektrikli araç segmentinde dikkate alınması gereken rakip olarak görülüyor. Tesla’nın Almanya’ya yatırım yapmasında bu ülkenin otomotiv alanındaki Ar-Ge, inovasyon yeteneklerinin yüksek olması, tedarik sanayinin güçlü olması gibi faktörlerin payı oldukça yüksek. Bu arada ilgilenenlere duyurulur; Tesla’nın tedarikçi arayışı da sürüyor...
Volkswagen Türkiye Yatırımı
Volkswagen’ın Türkiye yatırım kararı ve daha sonra bundan vazgeçme kararı üzerine epeyi fazla yazıldı, çizildi. Değişik komplo teoriler dahi üretildi. VW’nin Türkiye yatırım kararı dünün normali idi, onların bugün ve yarının normali öngörüsünde maalesef Türkiye yok. Bunda en büyük etken Covid-19! Pandemi sonrası döneme yönelik öngörü ve similasyonlar mevcut üretim kapasitelerinin artırılması ve modernleştirilmesi üzerine kurgulu. VW’nin Dijital Transformasyon Programını takip etmenizi tavsiye ederim.
Özetle, normal olanı ve bugüne/yarına uygun normali yeniden tarif etmek zorundayız. Bunun için elimizde birkaç ipucu var.
“Yeni Normal” in tarifini yapmaya çalışırken dikkat edilmesi gereken husus da Denge’dir.