H. Yücel Koç
Kör Uçuşu
Aile şirketlerimizin en önemli sorunlarından birisi “rekabet farkındalığı sorunudur.” Şirketlerimiz günün rutininde boğulduklarının farkına varamadıkları için geleceğe ilişkin de farkındalık oluşturamıyorlar. Geleceği kurgulayamıyorsanız rekabette de kaybediyorsunuz. Bu sorun o kadar net ve o kadar acı bir durum ki.
Bu soruna neden olan olguların başında şirketlerimizde lider olarak görülen kişilerin niteliği ve vizyonu geliyor. Çoğunlukla şirketlerimizin başında ailenin en büyüğü veya büyükler içerisinde en etkilisi oluyor. Bu kişiler doğal lider olarak görülüyor ve liderliklerinin sorgulanması düşünülemiyor bile. Tüm yapı bu doğal liderlerin vizyonları, bilgileri, tecrübeleri üzerine şekilleniyor.
Geçen hafta holdingleşme çabası içinde olan çok kardeşli bir aile şirketinin, aile üyesi olan genel müdürüne şunu sordum. “Tarihinizde şirketinizi sırtladığını düşündüğünüz, şirketinizde büyük işler yaptığına inandığınız, saygıyla yad ettiğiniz veya kol kola çalıştığınız profesyonel yöneticileriniz var mı?” Genel Müdür duraksadı, gözlerinde ürkme-şaşkınlık arası hissi gördüm. Bu soruya verecek olumlu cevabınız yoksa korkmalısınız. Doğal olarak O da ürktü. Maalesef cevabı da olumsuz oldu. Şirketi o kadar iyi tanıyorum ki. Doğal lider başta olmak üzere aile bireyleri hiçbir profesyonele güvenmezler, daha kötüsü değer de vermezler. Ama sürekli ne kadar değer verdiklerini anlatırlar. “Her şeyi kendimiz yaptık” dedi. Ne acı bir cümle. Profesyonel destekten mahrum devasa bir yapı. O da çok iyi biliyor, ben de çok iyi biliyorum ki, “her şeyi biz yaptık dediği” kişiler ve yerlerine aday yeni kuşak temsilcileri eğitim, bilgi, tecrübe olarak gerekli donanıma sahip değiller. Mevcut eğitim, bilgi ve tecrübeleri 10 yıl öncesine kadar onları taşıyordu. Ama artık bu mümkün değil. Geleceği kurgulayamayacakları aşikâr.
Rekabet edebilmek, sürdürülebilir bir yapı kurmak ve şirketlerini geleceğe taşımak istiyorlarsa, değer verecekleri, inançla kabullenecekleri, gelecek kurgusu yapabilecek profesyonellere ve profesyonel bir yapıya ihtiyaçları var.
Bir şirketin lideri ve yöneticileri aktif düşünebilmeli ve inovatif bakış açısına sahip olmalıdırlar. Aktif öğrenme sürecini bilmeli ve yaşamalıdırlar. Problem çözebilme ve muhakeme yetenekleri gelişmiş olmalıdır. Analiz yapabilmeli ve eleştirel düşünebilme becerisine sahip olmalıdırlar. Lider risk alabilen, girişimci ve fark yaratabilen özellikleri taşımalıdır. Lider de yöneticiler de sosyal zekâları yüksek ve etik sahibi olmalıdır. Teknolojiyi günün gereklerine göre kullanabilmeli, yeni teknolojileri izlemeli ve doğru kararlarla işlerine adapte edebilmelidirler. Stresle baş edebilme yetenekleri yüksek, kriz yönetebilme becerileri gelişmiş olmalıdır. Bu özelliklere sahip bir kadronuz yoksa geçmişi ve günü yaşamaya mahkûm olursunuz. Geleceği kurgulayamaz ve “rekabet farkındalığı” yaratamazsınız. Bu paragrafta saydığım becerilerin neredeyse hiçbiri örneğimizdeki şirketin yönetim tarzı içinde yer almıyor.
Kör uçuşu, pilotların zor ve kritik şartları test etmek için, farklı senaryolarla test edildiği sistemin adıdır. Bu uçuşlarda pilotun vizyonunu sınırlamak amaçlanır. Pilotun gözleri bir göz bandıyla kapalıyken uçması istenir. Bu kör uçuşlar genellikle yerde ve simülatörlerle yapılır. Gerçek uçuşlarda ise görüş mesafesinin olmadığı durumlarda zorunlu uygulanır, bunun dışında çok özel koşullarda ve ya gerçek uçuşlarda denenir.
Üstteki örnekte anlattığım gibi gerçek hayatta kör uçuşu yapmayı olağan hale getirmiş onlarca şirket biliyorum. Hatta bunu bir beceri olarak değerlendiren şirketlere bile şahidim. Oysa kör uçuşu olağan üstü durumlar için bir gereklilik veya kendini zorlu şartlar, yeni projeler için test etme yöntemidir. Gerçek hayatta sürekli gözleri bağlı hareket ediyorsanız felaket kaçınılmazdır.
En acısı da felaket sonrası doğal liderlerin veya kendisini mükemmel, tam donanımlı yönetici gören aile üyelerinin karşı karşıya kaldıkları durumdur. Hiç kimse sorumluluğu üstüne almaz ve neredeyse tamamı hayata küser. Sonrası da sonu gelmeyen suçlamalar ve kavgalar. Felaketin sorumlusu, hep başkalarıdır, ya da soyut olgulardır.
Rekabet, günü kotararak başarı elde edebileceğiniz bir kavram değildir. Ancak geleceği kurgulayarak ve bu kurguları kör uçuşlarıyla simüle ederek rekabette başarı elde edebilirsiniz.
Başarılarla geçecek mutlu bir hayat dilerim.
H. Yücel KOÇ
1.Mayıs.2023
İstanbul