H. Yücel Koç
Dijital Dönüşüm
Dijitalleşme ve dijital dönüşüm karıştırılan iki kavram. Ülkemiz yeniliklere ilgi gösteren, yeniliklere uyum sağlamayı isteyen bir yapıya sahip. Bu yapı, teknolojinin sunduğu yenilikleri kullanma isteğini artırıyor. Ülkemiz insanı da şirketlerimiz de dijital araçları, ekipmanları olabildiğince erken edinme çabasında. Akıllı telefonlar, tabletler, internet kullanımı, yazılımlar, uygulamalar yaygın bir şekilde kullanılıyor ve kullanım oranları da sürekli artıyor. Bu açıdan baktığımızda ülkemizin dijitalleşmede fena bir durumda olmadığını söyleyebiliriz. Şimdiye kadar anlattıklarımdan da çıkarabileceğiniz gibi dijitalleşme, son teknolojinin sunduğu nimetleri edinme ve bunları kullanabiliyor olma hali.
Ama dijital dönüşüm başka bir olgu. Dijital dönüşüm dijital enstrümanları kullanarak veri toplama, bu veriyi analiz etme ve çıkan sonuçları efektif şekilde kullanabilmeyi başararak bir optimizasyon gerçekleştirme sürecidir. Bu sürecin amacı da sizi verimliliğe, rekabet edebilme gücüne ve sürdürülebilir bir yapıya ulaştırmasıdır.
Gördüğünüz gibi iki kavram arasında derin bir fark var.
Dijital dönüşüm dijital ürünlerin entegre kullanımını gerektirir. Bilinçli bir sistem üzerine kurgu ister. Dijital dönüşümde dijital ürünler birbiriyle konuşur, veri toplar, “Big Data”yı kullanır, analiz yapar, çıktılar oluşturur.
Konu çok kolay mıdır, zor mudur tartışılır. Ama inanın ki yapılabilirdir. Konunun farkındalığını doğru oluşturmak, gerekliliğine inanmak ve kararlı olmak sonucu getirecektir. Yapmazsak ne olacak? Kaçınılmaz mutsuzluk. Dijital dönüşümü hayatına uyarlayamayanların yollarına eskisi gibi devam edemeyecekleri kesin. Dijital dönüşümün getirdiği değişim, önünde durulamaz bir değişim. Zorunluluğu tartışma götürmeyecek kadar net. Klasik ve geleneksel yapıların ömürlerini hızla kısaltacak bir döneme girdiğimizin farkına varmak ise bir zorunluluk.
Belki uzun zamandır çevrenizde konuştuğunuz birçok insanın yaşadığı hayattan mutsuzluğunu dile getirdiğine şahit oluyorsunuz. İnsanlar yaşadıkları toplumun geldiği durumdan, iş hayatının zorluklarından, eğitim sisteminin darboğazlarından, sağlık sisteminin çıkmazlarından, ekonominin düştüğü krizlerden ve daha onlarca konudan şikâyet ediyorlar. Büyük bölümünde de haklılar. Bu sorunları kendi bakış açılarına göre farklı farklı nedenlere bağlıyorlar. Bu nedenlerin birçoğu da haklı olabilir. Ama insanlar nedenlerden belki de en önemlisinin üstünde hiç düşünmüyorlar. Bu önemli neden, baş döndürücü teknolojik değişim ve toplumun bu değişim hızının farkına varamamasıdır.
Elbette ki bu değişim büyük ve organize bir bilinç istiyor. Devletin öncülüğüne, akademik kurumların çalışmasına, ekonomik belirleyici unsurların desteklemesine ihtiyaç duyuyor. Ama kişisel olarak durumun farkındalığına varmak ve kararlılıkla çaba göstermek de gerekiyor. Bu dönüşüm hayatın her alanında yaşanıyor. Düşünsenize son otuz yılda yaşanan değişimin, geçmiş üç bin yılda yaşanan değişime eşit olduğu söyleniyor. Kendimizi kaçınılmaz olarak içinde bulduğumuz bu değişimin ya farkında olacağız ya da farkında olanların ve gereğini yapanların boyundurukları altında yaşamayı kabulleneceğiz. Yeni dönemin savaş biçimi de bu.
Bir yerden başlamak için geçen her an geç. Hiç beklemeksizin değişimin getirdiği şartlara göre oyun kurmak zorunluluğumuz var. Peki nasıl? Burada en önemli konu doğru veri toplayabilme konusudur. Verilerini gerçekçi toplayabilen ve “Big Data” ile entegre olabilen yapılar, dijital dönüşümün önemli kısmını aşmış olacaklardır. Yapay zekâ şirketleri her alanda muhteşem çalışmalar yapmaktadırlar. Bu yapay zekâ şirketleriyle kurulacak çözüm ortaklıklarıyla optimizasyon daha iyi noktalara çıkarılabilir, verimlilik artırılabilir, rekabet gücü yükseltilebilir ve sürdürülebilirlik kalıcı kılınabilir.
Siz yeter ki dijitalleşme süreçlerinizi kurgulayıp, doğru veriyi toplayıp, analiz yapılabilir duruma hazır hale getirin. Yapay zekâ şirketleri sizi bulacaktır ve hayatlarınızın içinde bugün olduğundan kat ve kat daha fazla yerlerini alacaklardır.
Saygılarımla…
H. Yücel Koç
29.Mart.2024
İSTANBUL