H. Yücel Koç
Girişimcilik
Bu hafta ST Endüstri Radyo’da Çetin Ünsalan’ın “İş’te Bunu Konuşalım” programına konuk oldum. Gündemimiz, “Aile Şirketleri’nde Girişimcilik”ti. Çetin Bey çok iyi bir gazeteci. Birçok konuya olduğu gibi, aile şirketleri konusuna da çok hâkim. İyi gazeteci olmanın en önemli kuralının, iyi soru sorabilmek olduğuna inanırım. Çetin Bey sorduğu sorularla kendisine hayranlık uyandıran duayen bir gazeteci.
Programa başlamadan, gündemimize aldığımız konu başlığının önü sonu olmayan bir konu olduğunu ve vaktimiz olsa, sekiz saat aralıksız konuşsak konuyu bitiremeyeceğimizi söyledim. Öyle de oldu. Bir saat süren canlı yayın bize yetmedi. Konunun giriş bölümünü bile tamamlayamadık desem, yeridir. İnanılmaz keyif aldığımı söylemeliyim.
Aile şirketleri bu ülkenin geleceğidir. Aile şirketleri iyiyse, ülke de iyidir. Ekonominin de, eğitimin de, sağlığın da, tarımın da, üretimin de, ticaretin de hatta siyasetin de iyi olması aile şirketlerinin iyi olmasından geçer. Ülke üretebiliyor ve rekabetçiyse güçlüdür, itibarlıdır. Bunu da yapabilecek olanlar aile şirketleridir. O nedenledir ki, ülkenin bir aile şirketleri politikası olmalıdır. Aile şirketleri memleket meselesidir, gelecek meselesidir. Sesimizi kim duyar bilmiyorum ama ben bıkmadan bunu dile getirmeye devam edeceğim. Çetin Bey’le yaptığımız program bana bir kez daha bu yolda yalnız olmadığımı gösterdi.
Programda konuşamadığımız ama konuşmayı istediğim bir noktaya değinmek istiyorum.
Aile şirketlerinde yeni girişimleri kimler yapar? Şirketlerin kurucuları yapabilir. Onlar tırnaklarıyla kaza kaza başarıya ulaşmış insanlardır. Mücadele ne demek bilirler. Zorluklar onları kolay kolay yıldırmaz. Fırsatları iyi görürler. Tehditleri de algılarlar. Yeter ki zamana yenik düşmesinler. Kendilerini yenileyebilsinler, teknolojiye inansınlar ve profesyonellere güvensinler. Ama işe ilk başladıkları yaklaşımla, bilgi ve beceriyle yaşıyorlarsa geçmiş ola. Daha çok bildikleri işle ilgili yeni girişimleri tercih ederler. Doğru zaman ve doğru yeri bulduklarında işlerini genişletir, başarı sağlarlar. Çoğunlukla farklı alanlar onları korkutur.
Sonraki kuşaklar yeni girişimlere heveslidirler. İyi eğitim almışlar ve özellikle teknolojik gelişmeleri yakından takip edebiliyorlarsa, ailelerinden edindikleri tecrübeleri yeni zamana inançla ve disiplinle uyarlayabiliyorlarsa şirketlerini yeni ufuklara yelken açtırabilirler. Sonraki kuşaklar önceki kuşakların yaptıklarını iyi anlayabilmeli, onlara saygı göstermeli ve mutlaka denge yönetimi uygulamalıdırlar. Aceleciliğin, yersiz ısrarın, agresifliğin kendileri ve şirketleri için en büyük tehdit olduğunu bilmelidirler. Sabır en iyi ilaçtır. Girişimcilik yeni nesiller için inovasyon, yenilikçilik, yeni katma değer anlamına gelmelidir. Koca bir şirketin veliahtları araba alım satımının iyi para getirdiğini düşünüp galericiliğe soyunuyorlarsa, muhtemelen bu bir girişimcilik değildir. Araba alım satımı ülkemizde binlerce esnafın ve onlarca otomotiv şirketinin yaptığı profesyonel bir iştir. Sermayeniz var ve araba alma gücüne sahipsiniz diye galerici olamazsınız ve bir girişimciliğe adım atmış sayılmazsınız. Girişimcilik bilgi, fizibilite, planlama, inovasyon isteyen bir olgudur. Bunun dışındaki çabalar modaya uymaktır ve gelip geçicidir.
Bir diğer grup ise profesyonellerdir. Sermayedarlar profesyonellerin yeni girişimler ortaya koymasını bekler. Ya da kurum kültürü, profesyonelleri yeni girişimler için teşvik eder. Profesyoneller girişimi planlar ve sermayedarları girişimle ilgili bilgilendirir, fırsat ve tehditleri önlerine koyar. Şirketin büyümesi doğru insan kaynaklarının, başarılı ekip çalışmasını ortaya koymasıyla olur. Büyüme eğilimindeki başarılı şirketlerde gelişimi sürdürülebilir kılan en önemli unsur doğru ve etkili insan kaynağıdır. Profesyonellerin ortaya koyduğu yeni girişim taleplerinin en riskli yanı, manipülasyona açık olmalarıdır. O nedenle tüm yeni girişim projeleri iyi planlanmış ve hesaplanabilir olmalıdır.
Yeni girişim kimden gelirse gelsin öncelikle iyimserlik içermelidir. Girişimde yer alacaklar yeni girişime inanmalıdır. İnanç yoksa yeni girişim de ölü doğar. Sonrasında ise tutku ile girişime sarılmak gerekir. Yeni girişime inananlar işe tutkuyla yüreklerini koymalıdırlar. Son olaraksa “emek.” Samimiyetle emek verilen her girişim başarıyı yakalar. İnanç, yürek ve emek girişimi kimlerin yaptığından daha önemlidir.
Aile şirketleri memleket meselesi, bu meseleyi güçlü kılacak olan ise girişimcilik ruhudur.
Sevgiyle kalın.
H. Yücel Koç
2.Ekim.2023
ANKARA