Gürkan Hüryılmaz
Değerli Meslektaşlarımız,
Temmuz ayında Ekonomist Dergisi tarafından yayımlanan “Satınalma Liderleri 2021” yılı araştırmasına TÜSMOD’un sektör başkanları ile bu yıl da destek sağladık. Araştırmaya göre yılın geri kalanında Satınalma liderlerinin gündeminde, şeffaflık, dijital dönüşüm, sürdürülebilirlik ve yerelleşme gibi konular olacak. Araştırmaya “Pandemi Satınalma süreçlerini ve trendlerini bugüne kadar görülmediği şekilde değiştirdi” yorumu ile de katkı sağlayan TÜSMOD olarak; bu değişimi 4 ana başlıkta topladık: Öncelikle çevik bir şekilde risk yönetiminin ne kadar önemli olduğu ve güncel takip edilmesi gerekliliği ortaya çıktı. Satınalma birimleri, pandemiye rağmen teknoloji araçlarını kullanarak, tedarikçileri ile hiç olmadığı kadar iletişimi arttırdılar. Bu süreçte, meslektaşlarımızın online toplantı alışkanlığı kazandığını gözlemledik. TÜSMOD üyelerinin %96’sı, online toplantıların, zaman ve maliyet tasarrufu sağladığı için pandemi sonrasında da devam edeceğine kesin gözüyle bakıyor. Bununla birlikte TÜSMOD üyelerinin %99’u 2021 yılında olduğu gibi 2022 yılında da risk yönetiminin, tedarikçi ilişkileri yönetiminin başlarında yer alacağını düşünüyor. İkinci olarak, satınalma birimleri süreçleri uzaktan çalışarak yönetmek için dijitalleşmenin ve doğru verinin önemini çok iyi anladılar. Klasik Satınalma süreçleri, dijital dönüşüm ile teknolojik Satınalma süreçlerine doğru bir değişim gösterdi. Bu altyapıya sahip olan firmalarda meslektaşlarımız uzaktan çalışmaya halen devam ederken, henüz dijital gelişimini tamamlayamamış organizasyonlar ise meslektaşlarımız uzaktan çalışmayı çok önceden sonlandırarak, fiziki ortamda çalışmak zorunda kaldılar. TÜSMOD üyelerinin %82’si, e-satınalma uygulamalarını dijitalleşmenin getirdiği hız, verimlilik ve tasarruf etkisi ile, Satınalma organizasyonlarının pandemi sonrasında da bu uygulamaların aynen veya artarak devam ettireceğini öngörüyor. Üçüncü olarak, pandemic etkisi ile artan tedarik riski ve astronomic yükselen emtia fiyatları, stoksuz çalışma düşüncesini de tersine çevirdi. Satınalma organizasyonları, pazarın beklentilerine durmadan cevap vermek adına, daha fazla stoklu çalışma sistemine geçiş yaptılar. TÜSMOD üyelerinin, %91’i pandemic döneminde özellikle 2020 yılının son çeyreğinden sonra stoklarının en az %30 oranında arttığını belirtirken; %64’ü pandemi sonrasında azalan tedarik riskleri ile birlikte stoksuz çalışmanın yeniden ele alınacağını tahmin ediyor. Son olarak, yerlileştirme veya yakınlaştırma çalışmaları normale göre çok daha fazla artış gösterdi. Özellikle uzakdoğu konteyner maliyetlerinin artması ile birlikte tedarik riskini daha fazla kontrol altında tutma isteği, Satınalma organizasyonlarının yerli ve yakın kaynaklara yönlenmesine neden oldu. TÜSMOD üyelerinin %65’i pandemi döneminde Satınalma harcamalarının en az %10’luk kısmını, uzakdoğu yerine yerli ve/veya yakın kaynaklara kaydırdıklarını belirtiyor.
Navlun fiyatları, ABD'den Çin'e alışveriş sezonu için verilen perakende siparişlerin hali hazırda gerilmiş olan tedarik zincirlerini zorlaması Çin'den ABD'ye konteyner taşıma fiyatlarını rekor seviyeye taşıdı. En yoğun konteyner hattı olarak bilinen Çin-ABD Doğu Kıyısı'nda 40” konteynerin taşınma fiyatı 20 bin dolar seviyesini aşarak bu hafta 20 bin 804 doları gördü. Fiyat geçen yılın aynı dönemine göre %500 arttı. 27 Temmuz'da ise fiyat 11 bin doların altındaydı. Çin-ABD Batı Kıyısı hattında fiyat 20 bin doların hemen altında oluşurken, Çin-Avrupa hattında fiyat da 14 bin dolara yaklaştı. Çin ana limanlar/Türkiye ithalatlarında Haziran ayında 12-13 bin dolar seviyelerinde olan 40'lık konteyner navlun maliyetleri de Temmuz ayında gelen artışla 16 bin dolar seviyelerine çıktı. AA haberine göre; küresel ticarette deniz, kara, demir ve hava yolları, kombine taşımacılık olanakları, depolama ve ulaştırma faaliyetlerinin gerçekleştirildiği lojistik merkezler giderek daha fazla önem kazanıyor. Şirketler arasındaki rekabet, tedarik zincirlerinde daha çetin yaşanırken, özellikle yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrasında bu süreçlerde değişiklikler bekleniyor. Türkiye de bulunduğu coğrafi konumun avantajını kullanarak, yaptığı yatırımlar ve uluslararası iş birlikleriyle dünyanın önde gelen lojistik merkezi olma konusunda önemli adımlar atıyor. Küresel arenada henüz hedefledikleri noktaya gelmeyen Türkiye lojistik şirketleri de bu doğrultuda hem daha fazla kurumsallaşmak hem de faaliyetlerini çeşitlendirerek büyütmek için yatırımlar yapıyor. Öte yandan, salgın sonrası değişen taşımacılık rotaları ve navlun fiyatları sektörün ileriye dönük planlamalar yapmasında ve kızışan rekabete ayak uydurmasında sıkıntılar olarak öne çıkıyor. Dünya haberine göre; küresel ticarette Noel hazırlığı bu yıl erken başladı. Pandemi nedeniyle geçen yıl tedarikte yaşanan aksamalara bağlı olarak Noel öncesi rafları dolduramayan küresel alıcılar, benzer bir durum yaşamamak için bu yıl siparişleri öne çekerek stok tutma telaşına düştü. Uzmanlar, ticaretin hızlanmasının konteyner piyasasında yeni bir krize neden olabileceğini, ekipman sıkıntısının yanı sıra son bir buçuk yılda %300’e varan oranda yükselen navlunun da yeni bir artış trendine gireceği uyarısında bulunuyor.
Dünya haberine göre; COVID-19 krizini atlatmaya çalışan küresel ekonomideki toparlanmanın yarattığı talep emtia fiyatlarında hızlı bir yükselişe neden oluyor. Hammadde fiyatlarını izleyen CRB endeksi yılbaşından bu yana 26.5 yükselirken, S&P GSCI endeksi %30 yükseldi. Emtia haberlerinin manşetlerinde ise ağırlıklı olarak bakır vardı. Kırmızı metal 2021’de %23.52 prim yaptı. Ancak temel metallerin getiri şampiyonu arz sıkıntısı yaşanan kalay oldu. Londra’da kalayın ton fiyatı ocaktan bu yana %56.26 yani 11 bin 430 dolar yükselerek 31 bin 800 doları aştı. Şanghay’da kalay fiyatları, sözleşmenin 2015'te başlatılmasından bu yana en yüksek seviyeye çıkarak, fiziksel sıkışıklığın dünyanın en büyük üreticisi Çin’de de hissedildiğini gösteriyor. Kalay arz sıkıntısından destek buluyor. Uluslararası Kalay Birliği (ITA) bu yıl küresel kalay açığının 10 bin tonu aşacağı tahmininde bulunuyor. Ancak özellikle yarı iletkende kullanımın artmasıyla, geçen yılı daralan talebin bu yıl pozitife dönmesiyle açığın artacağı ve fiyat artışlarının devam edeceği öngörülüyor. Wood Mackenzie metal bölümü kıdemli başkan yardımcısı Julian Kettle, kalayı enerji geçişinde ‘önemli bir asker’ olarak tanımlıyor. Nisan ayında yayınladığı bir araştırma notunda Kettle, “Elektronikteki kullanımı nedeniyle kalay enerji geçişinde kral olma potansiyeline sahip” ifadelerini kullanmıştı. Birçok metal yeşil devrim hız kazandıkça arz sıkışıklığı riskiyle karşı karşıya iken; tüketici elektroniği, şeylerin interneti ve dijitalleşme sürecinde önemli bir oyuncu olan kalay çoktan bu noktaya geldi. Analistlere göre, piyasalarda tedarik sıkıntısı fiyatlanmaya devam edecek. Çin’in ardından diğer büyük üreticiler Malezya, Endonezya, Peru, Tayland, Bolivya ve Myanmar’da 2021'in ikinci yarısında pandemi kaynaklı sorunlarından geri döneceğine dair beklentiler fiyatlanıyor. Geçen yıl 22.400 ton rafine kalay üreten Malaysia Smelting Corp, Haziran ayı başlarında madencilik ve izabe operasyonlarını kapatmak zorunda kaldıktan sonra mücbir sebep ilan etmişti. Dünyanın en büyük kalay ihracatçısı Endonezya’da Ocak-Mayıs döneminde ihracat yıllık yüzde 3 düşüşle 26.900 tona gerilemişti. Ülkenin bazı bölgelerinde yenilenen kısıtlamalar yakın bir zamanda üretiminde toparlanma olmayacağına işaret ediyor. Habertürk’ün emtia fiyatları ile ilgili haberine göre; yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınındaki delta varyantı ve ABD ile Çin arasında artan tansiyonla küresel piyasalarda satış ağırlıklı bir seyir izlenmesine karşın emtia yatırımcısı Temmuz ayın sonunda artışlar gösterdi. Kurşun 1,0997 dolarla 3 yılın, alüminyum 1,4915 dolarla 10 yılın, kahve 2,1520 dolarla yaklaşık 7 yılın, şeker 0,1881 dolarla 4 yılın, nikel 9,0205 dolarla 7 yılın en yüksek seviyesini gördü. Alüminyum fiyatlarında uzun süredir devam eden arz bolluğunun azalmaya başlamasıyla birlikte ralliler görülüyor. Yeşil enerji yatırımlarının artacağına yönelik öngörüler de alüminyuma olan talebi artırıyor. Paslanmaz çelik fabrikalarından ve elektrikli araç aküsü üreticilerinden gelen yoğun talep de nikel fiyatlarını destekliyor. Petrol fiyatlarının yüksek kalmasıyla arz endişelerinde yaşanan artış da şeker fiyatlarında yükselişe neden oldu. Dünyanın en büyük kahve üretiminin gerçekleştiği Brezilya'da yaşanan şiddetli don olaylarıyla birlikte genç kahve ağaçlarını kaybetme ve mahsullerin uzun yıllar zarar göreceği endişesiyle kahve fiyatları yükselişe geçmişti. Analistler, kahvede yaşanan sert yükseliş sonrası artan kar satışlarının fiyatlarda değer kaybına neden olduğunu söyledi. ANZ Bank stratejistleri tarafından hazırlanan raporda ABD'nin 1 trilyon dolarlık altyapı paketinin küresel emtia talebini artırmasının beklendiği belirtildi. Kuruluş tarafından hazırlanan raporda yeni paket ile köprü, demiryolu ve otoyol inşalarına 500 milyar dolar harcama yapılmasının beklendiği belirtildi. Paket etkisi ile 2019'da 105 milyon ton civarında olan çelik talebinin 120 milyon tona kadar çıkmasının mümkün olduğu kaydedildi. Değerlendirmede paketin ayrıca bakır ve çinko gibi metallere de talebi artırmasının mümkün olduğu ifade edildi. Elektrikli araçlara yönelik 7,5 milyar dolarlık harcamanını da önemli etki yapacağı tahmin edildi. Raporda, "Toplamda bakır talebinin gelecek 1 ya da 2 yılda çift haneli seviyelere çıkacağını öngörüyoruz" ifadeleri kullanıldı.
AA haberine göre; Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nu güncelledi. Raporda, ekonomik beklentilerin nisan ayından bu yana ülkeler arasında daha da farklılaştığı belirtildi. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısına erişimin küresel toparlanmayı iki bloğa ayırdığına işaret edilen raporda, salgın devam ettiği sürece vaka sayısının çok düşük olduğu ülkelerde bile toparlanmanın garanti edilemediği aktarıldı. Raporda, küresel ekonominin 2021'de %6 büyümesinin beklendiği, 2022 yılı büyüme tahminin ise %4.4'ten %4.9'a yükseltildiği kaydedildi. Bu yıla ilişkin küresel ekonomik büyüme tahmininde değişikliğe gidilmeyen raporda, buna karşın, gelişmekte olan ülkelere yönelik bu yıla ilişkin beklentilerin aşağı yönlü, gelişmiş ekonomiler için ise yukarı yönlü revize edildiği ifade edildi. Raporda, söz konusu revizyonların salgına ilişkin gelişmeleri ve politika desteğindeki değişiklikleri yansıttığına işaret edilerek, gelişmiş ekonomilere yönelik 2021 yılı büyüme beklentisinin %5.1'den %5.6'ya çıkarıldığı, gelişmekte olan ekonomiler için büyüme tahminin ise %6.7'den %6.3'e çekildiği kaydedildi. Raporda, ABD'deki büyük mali desteğin ve diğer gelişmiş ekonomilerdeki yeni tedbirlerin devam eden etkisinin ayrışmayı daha da körüklediği belirtilerek, birçok gelişmekte olan ekonominin ise mali tamponları yeniden inşa etmek istediği, Brezilya, Macaristan, Meksika, Rusya ve Türkiye de dahil olmak üzere bazılarının yukarı yönlü fiyat baskılarını gidermek için para politikasını normalleştirmeye başladığı aktarıldı. IMF raporunda, bazı ülkelere yönelik yeni büyüme tahminleri de paylaşıldı. Buna göre, ABD ekonomisinin 2021 yılına ilişkin büyüme beklentisi %6.4'den %7'ye yükseltildi. Ülke ekonomisinin 2022 yılı büyüme tahmini ise %3.5'ten %4.9'a çıkarıldı. Avro Bölgesi ekonomisinin ise bu yıla ilişkin büyüme tahmini %4.4'ten %4.6'ya yükseltilirken, 2022 yılı tahmini %3.8'den %4.3'e revize edildi. Avrupa'nın önde gelen ekonomilerinden Almanya'nın 2021 yılı büyüme tahmini %3.6'da ve Fransa'nın %5.8'de sabit tutulurken, İtalya ekonomisinin bu yıla ilişkin büyüme tahmini %4.2'den %4.9'a çıkarıldı. İspanya ekonomisinin 2021 yılı büyüme beklentisi ise %6.4'ten %6.2'ye çekildi. Almanya ekonomisinin 2022'de %4.1, Fransa ve İtalya'nın %4.2 ve İspanya'nın %5.8 büyüyeceği öngörüldü. İngiltere için 2021 yılı büyüme tahmini ise %5.3'den %7'ye çıkarılırken, 2022 yılı tahmini %5.1'den %4.8'e düşürüldü. Yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ülke ekonomilerinin büyüme tahminlerine de yer verilen rapora göre, Kovid-19 salgınının ortaya çıktığı Çin'de bu yıla ilişkin ekonomik büyüme beklentisi %8.4'den %8.1'e çekildi. Çin ekonomisinin 2022 yılı büyüme tahmini ise %5.6'dan %5.7'ye revize edildi. Hindistan ekonomisinin bu yıla dair büyüme beklentisi %12.5'ten %9.5'e düşürülürken, gelecek yıla ilişkin büyüme tahmini %6.9'dan %8.5'e çıkarıldı. Rusya ekonomisine yönelik büyüme tahmini ise bu yıl için %3.8'den %4.4'e çıkarılırken, 2022 yılı büyüme beklentisi %3.8’den %3.1’e düşürüldü. IMF raporunda, Türkiye için öngördüğü 2021 reel ekonomik büyüme tahminini 0,2 puan aşağı çekerek, %5.8'e düşürdü. IMF, Türkiye ekonomisine dair 2022 büyüme tahminini de düşürdü. IMF'nin Temmuz ayı raporuna göre, Türkiye ekonomisinin 2022'de %3.3 büyüyeceği tahmin ediliyor. IMF'nin Nisan ayı raporunda, Türkiye ekonomisinin 2021 yılında %6, 2022'de ise %3.5 büyüyeceği tahmini yapılmıştı. Kerem Alkin Sabah’taki yazısında, “Türkiye ekonomisinin üretim ve ihracat çarkları o kadar etkili ve güçlü çalışıyor ki, Türkiye 2021 yılı itibariyle de hem ihracatta, hem de büyümede yeni rekorlara imza atacak.” şeklinde açıklama yaparak, Türkiye’nin IMF büyüme tahminlerini şaşırtacağına dikkat çekti.
Tüm bu gelişmeler altında, emtia fiyat analizleri aşağıdaki şekilde ele alınmıştır.
Selamlarım ve Saygılarımla.
Metal-Demir-Çelik:
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Bakır fiyatları Temmuz ayını %3.86’lık artış ile 9.748 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Bakır Stokları ise aynı ay için %13.30’luk artış gösterdi. Dünya haberine göre; Bakır fiyatları, Çin'de primlerin artması ve stokların düşmesi nedeniyle yatırımcıların bu yılın ikinci yarısında metal için güçlü görünüm iddiası sonucu bakır fiyatları arttı. Diğer yandan, zayıf dolar Bakır fiyatlarına yukarı yönlü baskı yapıyor. Analistler, Çin'de yavaşlayan sanayi üretim büyümesinin ve imalat ve altyapıda cansız yatırımların yurt içi metal talebinde olumsuz etki yapmasının beklendiğini belirtti. Ancak tedarik kısıtlamalarının fiyatların keskin düşüşünü engelleyeceği ifade ediliyor. Şili'de Escondika bakır madeninde örgütlü sendikanın çalışanlarından greve hazır olmalarını istemesi bakır fiyatlarına yukarı yönlü baskı yaparken, ABD'de açıklanacak istihdam verisinin FED'in politika sıkılaştırmaya başlamasının önünü açabileceği endişeleri ise yukarı yönlü baskıyı sınırlıyor. Commerzbank, 2021 için Bakır fiyatlarının ortalama 9.200 dolar/ton, 2022'de 9.350 dolar/ton olmasını bekliyor. Bakır fiyatlarının Ocak-Temmuz döneminde ortalama 9.147 dolar/ton olduğunu belirten Antaike, Ağustos-Aralık döneminde ortalama fiyatın 9.050 dolar/tona gerileyeceğini 2021 yılının tamamında ortalama fiyatın ise 9.100 dolar/ton olacağını öngörüyor. Capital Economics yayınladığı raporda, küresel büyüme tahminlerinin düşüş yönlü olması ve artan arz etkisi ile Bakır fiyatlarının 2021 yılı sonunda 8.000 dolar/ton ve 2022 yılı sonunda 7.500 dolar/ton’a kadar düşebileceğini açıkladı. Commodity Market Analytics, bakır fiyatlarının bu yılı 8.000 ila 8.500 dolar/ton aralığında tamamlamasını beklerken; CRU, bakır fiyatlarının üçüncü çeyrekte bugünkü seviyesinden mütevazı bir düşüşle 9.000 dolar/ton civarında bir yere düşmesini bekliyor.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Alüminyum fiyatları Temmuz ayını %4.00’lik artış ile 2.624 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Alüminyum Stokları ise aynı ay için %12.06’lık azalış gösterdi. Alaşımlı Alüminyum fiyatları ise Temmuz ayını %1.41’lık artış ile 2.231 USD/ton seviyesinde tamamladı. Çin'in devlet destekli araştırma kuruluşlarından Antaike, güçlü talep ve arzdaki daralma Alüminyum ve Kalay fiyatlarının 2021 yılının ikinci yarısında diğer metallere göre daha fazla yükseleceğini ön görüyor. Alüminyum fiyatının 2021 yılının geri kalanında ortalama 2.550 dolar/ton seviyesinden işlem görmesini bekleyen Antaike, ilk 7 ayda ortalama fiyatın 2.295 dolar/ton olduğunu da hatırlattı. Commerzbank, 2021 için Bakır fiyatlarının ortalama 9.200 dolar/ton, 2022'de 9.350 dolar/ton olmasını bekliyor. IKB Deutsche Industriebank, 2021 yılı sonuna kadar Alüminyum stoklarında düşüş olacağını öngörürken; 3. Çeyrek sonunda Birincil Alüminyum fiyatlarının 300 dolar/ton değer kazanacağını, Alüminyum Alaşımlarının ise tam tersi 300 dolar/ton değer kaybedeceğini tahmin ediyor.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Nikel fiyatları Temmuz ayını %7.82’lik artış ile 19.892 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Nikel Stokları ise aynı ay için %7.68’lik azalış gösterdi. Outokumpu paslanmaz çelik Ağustos 2021 prim fiyatlarını; 430 kalite için 37 EUR/ton artış, 304 kalite için 123 EUR/ton artış ve 316 kalite için 289 EUR/ton artış ile açıkladı. Dünya haberine göre; Çin'de paslanmaz çelik vadeli işlemleri, Temmuz ortasında %5'ten fazla yükseldi. Artışın keskin olmasında, güçlü tüketim talebi ve hammadde tedarik sorunu etili oldu. Ancak çelik sektöründe üretim kısıntısı endişeleri ayrıca fiyatları destekledi. Gelecek yıllarda elektrikli araç bataryaları için nikel talebinin artması beklenirken, paslanmaz çelik hala metal tüketiminde önemli alanı kapsıyor. Antaike, Nikel fiyatlarının yılın geri kalanında ortalama 18.000 dolar/ton seviyerlerinde hareket etmesini bekliyor.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Çinko fiyatları Temmuz ayını %3.17’lik artış ile 3.039 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Çinko Stokları ise aynı ay için %3.50’lik azalış gösterdi. Galvanizli sac üretiminin ve çinko kimyasallarına talebin artması ile arz fazlasının 2021’de azalacağını öngören IKB Deutsche Industriebank’a göre, Çinko fiyatları 2021 yılının 3.çeyreği sonuna kadar 500 dolar/ton seviyesinde artış gösterecek. Çin'in stoktan satış yaparak fiyatları düşürmeye çalışmak yerine kendi arz ve talep dengesini ayarlaması gerektiğini belirten CRU analistlerine göre, çinko fiyatları ikinci yarıda ortalama 2,775 ABD Doları seviyesinde düşecek. Bununla birlikte, Commodity Market Analytics; bu yılın ikinci yarısının zayıf geçeceğini ve dördüncü çeyrekte Çinko fiyatlarının 2.720 dolar/tona gerileyerek; 2021’in ikinci yarısında ortalama 2.810 dolar/ton seviyelerinde olacağını raporluyor.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Kurşun fiyatları Temmuz ayını %4.51’lik artış ile 2.424 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Kurşun Stokları ise aynı ay için %25.46’lık azalış gösterdi. Aynı dönem için LME Kalay fiyatları ise %7.49’luk artış ile 35.965 dolar/ton olurken, LME Kalay stokları %18.38’lik azalış gösterdi. Antaike, Kalay fiyatlarının Ağustos-Aralık döneminde ortalama fiyatın ilk 7 aydaki 27.393 dolar/tondan 28.500 dolar/ton çıkacağını öngörürken; kurşun fiyatının yılın geri kalanında ortalama 2190 dolar/ton seviyesinden işlem göreceğini tahmin ediyor.
Demir Cevheri fiyatları, Temmuz ayını %15.49’luk azalış ile 180 dolar/ton seviyelerinde kapattı. Mining.com kaynağından derlenen habere göre; Capital Economics’in araştırma danışmanlığı; “Çin‘in spekülasyonları ve piyasa düzensizliklerini bastıracağını açıklaması son haftalarda demir cevheri piyasasındaki köpüğün bir kısmını alsa da, demir cevheri fiyatının nihayetinde geri kalanına kıyasla daha az elverişli temeller nedeniyle daha da düşük olacağını düşünüyoruz.” diyor. Araştırma danışmanlığı için piyasa temelleri, 2021’in sonundan önce demir cevheri fiyatının daha da düşeceğine işaret ediyor. Arz tarafında, Brezilya’nın demir cevheri ihracatı Brumadinho barajının çökmesinden önceki seviyelere yakın bir şekilde geri dönüyor ve Çin’deki yerel üretim Mart ve Nisan aylarında arttı. Rapora göre, muhtemelen en çok inşaat sektöründe hissedilecek olan Çin’de politika teşviğinin geri çekilmesi talep üzerine ağırlık yapmalıdır. Sonuç olarak, piyasa fazlaya kayarken, demir cevheri fiyatının 2021 sonunda ton başına 140$’a ve 2022 sonunda ton başına 120$’a düşmesini bekleniyor. Evraz PLC, çelik fiyatlarında yaşanan yükselişin sürdürülebilir olmadığını savundu. Evraz’ın Ağustos başında yayınladığı 2021 yılı ilk 6 ayına ilişkin mali tablolarla birlikte yaptığı değerlendirmede, "Yılın ilk yarnısında dünya çelik üretimi geçen yılın aynı dönemine göre %14 arttı ve pandemi öncesi seviyelere geri geldi. Çin dışarıda bırakıldığında çelik üretimi %18 arttı. Çelik fiyatları cari seviyelerde sürdürülemez görünüyorlar ve önümüzdeki aylarda kademeli bir fiyat düyüşü olasılığı var" ifadelerine yer verdi. Evraz, demir cevheri fiyatlarının ise 2021 yılı sonuna kadar yüksek kalmaya devam edebileceğini vurguladı. Fiyatların çok güçlü talep tarafından desteklendiğini ve tedarikçilerin üretimi artırmama konusunda disiplinli olduğunu belirten GoldmanSachs’a göre demir cevheri stokları da halen düşük seviyelerde devam ediyor. Singapur Demir Cevheri Forumu analistleri, fiyatların ton başına 200 doların üzerinde kalması muhtemel olmasa da, bir çöküş olmayacağını ve ton başına 100 ila 150 dolar arasında seyredebileceğini öngörüyor.
Plastik ve Kauçuk:
Temmuz ayında plastik fiyatlarında ortalama %0.06’lık artış görülürken, en yüksek artış %6.27 ile PVC fiyatlarında görülürken, en yüksek azalış ise %6.06 ile PS fiyatlarında görüldü. Chemorbis haberlerine göre; birçok poliolefin oyuncusu uzun tatillerden dönmeye başlarken, PP ve PE piyasaları bayram sonrası haftayı sınırlı sayıda teklif ile ve güçlü açtı. Azalan hemen teslim arz, Orta Doğu’dan yüklemelerde yaşanan sarkmalar ve destekleyici hammadde zinciri gibi faktörlerin Ağustos ayında fiyatları yukarı çekmesi bekleniyor. Poliolefin piyasaları, bayram tatili sonrasında bir dizi faktörden destekle güçlü bir dönüş yaptı. Hem PP hem de PE için hemen teslim tedarik kısıtlı seyrederken, Orta Doğu’dan teslimatlarda yaşanan gecikmeler de tabloyu perçinledi. Oyuncular, “Satıcıların büyük çoğunluğu Haziran ayındaki düşüşler esnasında maldan çıktı. Ayrıca, Kurban Bayramı tatilinin operasyonlara etkisi sebebiyle Ağustos ayında Türkiye’ye gelecek pek gemi de bulunmuyor,” yorumunu yaptı. Ayrıca, yurtiçi üretici Petkim’in Temmuz sonunda liste fiyatlarını artırması, özellikle AYPE piyasasına ivme kazandırdı. Buna göre, üretici PP fiyatlarını 40$/ton yükseltti; AYPE ve YYPE için ise bir haftadan kısa bir süre içinde sırasıyla 80$/ton ve 50$/ton zam uyguladı. Piyasadaki genel kanı, Petkim’den Ağustos ayının başında bir AYPE zammı daha gelebileceği yönünde. Oyunculara göre, bayram çıkışı talebin canlı seyretmesi, üreticinin fiyat politikasını destekledi. Ayrıca bu hamle ithaller için de artışlar konusunda tüccarları cesaretlendirdi. PP piyasasında, Suudi Arabistan malı homo PP teklifleri, Kurban Bayramı tatilinden öncesi son haftaya göre rafya için 40-50$/ton, elyaf için ise 70-80$/ton artışa sahne oldu. Beklentiler, ilerleyen günlerde rafyanın CIF Türkiye, %6,5 gümrük vergisine tabi, peşin ödemeli 1500$/ton seviyesine meyledeceği yönünde. Elyaf ise 1600$/tona yakın seviyeleri test edebilir. Orta Doğu menşeli PE tekliflerinin ise destekleyici talep ve ABD, Asya ve İran’dan fazla mal çıkmaması ekseninde 100$/ton civarında zamlar görmesi bekleniyor. Oyuncular ithal PP ve PE tekliflerinin belirgin zamlar göreceği konusunda birleşiyor. Bu beklenti destekleyici maliyetler ve arz-talep dinamiklerini baz alıyor. Bununla beraber, oyuncular muhtemel yükselişin Şubat ayında sıkışıklık kaynaklı yaşanan ve sektörü zora sokan astronomik zam furyası gibi olmayacağını düşünüyor. Avrupa, tedarik durumunda herhangi bir rahatlama olmaması nedeniyle global PVC piyasalarındaki zayıflamaya kayıtsız kalmaya devam etti. Fiyatlar, Temmuz ayında üst üste 14. ay artmış oldu. Ancak, PVC’nin rekor tazelemesiyle artış eğilimi hız kesti. Bölgedeki PVC tedarikçileri ilave bir dizi artış uyguladı. Yeni teklifler, Temmuz ayı etilen kontratındaki yükselişe paralel 40-50€/tonluk artışlarla açıklandı. Oyuncular, Avrupa’nın diğer önde gelen piyasalardaki zayıflığa kayıtsız kalıp kalmayacağını sorguluyor. Bu arada, global piyasalardaki gelişmeler yakından takip edilecek. Zira, Hindistan’da ithal PVC fiyatları haftalar süren düşüş eğiliminin ardından son zamanlarda hafif toparlandı.
Kağıt ve Kereste:
Yurtiçi kağıt fiyatlarında Temmuz ayında ortalama %3.79’luk artışlar görülürken; 2021 yılındaki artış %40.90 ve son 12 aydaki artış %87.30 oldu. Ticaret gazetesi haberine göre; pandemiyle birlikte daha fazla artan kağıt tüketimi ve buna bağlı olarak artan kağıt fiyatları sektörde etkisini sürdürmeye devam ediyor. Kağıt fiyatlarını artıran pek çok faktör olduğuna dikkat çekilirken; özellikle fabrikalarda her ay navlun fiyatlarının yükselmesinin ve konteyner bulmakta yaşanan sıkıntının bu duruma neden olduğu belirtildi. Bir yandan ürün teminindeki zorluklar, diğer yandan dolu kapasiteler ele alındığında kağıt fiyatlarında önümüzdeki dönemde düşüş beklenmiyor. Global fiyatlara baktığımızda; Sappi Europe; hammadde maliyetlerinin, özellikle kağıt hamuru, kimyasallar ve enerjinin benzeri görülmemiş ve süregelen artışı, son derece yüksek navlun oranlarıyla birlikte fiyat ayarlamalarının kaçınılmaz olduğunu belirtirken; 1 Eylül 2021 tarihinden itibaren yapılacak teslimatlar için Transjet, Basejet ve Inkjet kaliteleri için %8-12 oranında bir fiyat artışı da duyurdu. Sappi ayrıca, kaplamalı, kaplamasız ve mekanik kaplamalı woodfree kağıtları için Avrupa’da 1 Ekim’e kadar %10’dan az olmayan bir artışa gideceğini de belirtti. İtalya’da oluklu mukavva üreticileri yüksek talep sebebiyle; sürekli olarak büyük miktarlarda geri kazanılmış kağıt almaya Temmuz ayında da devam etmesinin etkisi ile karışık kağıt fiyatları 5 EUR/ton seviyesinde artış kaydetti. Alman Matbaa ve Medya Endüstrileri Federasyonu (Bvdm), grafik kağıdında endişe verici bir kıtlık olduğunu bildirdi: Federasyon, üye şirketlerin tedarikçilerinden kağıt teslimatlarını hiç almadığını veya yalnızca önemli gecikmelerden sonra aldığını belirtti. Grafik Kağıt tedarik darboğazı ile birçok matbaanın karşı karşıya olduğunu ve giderek artan bir merkezi sorun haline geldiğini belirten kurum; çoğu üreticinin şu anda yalnızca sınırlı ölçüde etkilendiğini ancak bazı üreticilerin %20’e varan üretim kesintilierine gittiğini açıkladı. Kurum’a göre en önemli nokta ise; tedarik darboğazının yakın ve orta vadede daha da kötüleşmesinin bekleniyor olması. Almanya’da ayrıca kraft kağıt fiyatlarının Ağustos ayında da yükselmesi bekleniyor. Fransa ve İngiltere tarafında benzer sebepler ile Temmuz ayında artışlar görülürken; analistler klor fabrikalarındaki üretim duruşları sebebiyle yükselen kostik soda fiyatları konusunda uyarıda bulunuyor.
Global kereste fiyatlarında Temmuz ayında ortalama %1.23’lük azalışlar görülürken, yurtiçinde orman yangınlarının etkisi ile fiyatlarda ciddi artışlar görülüyor. NTV haberine göre; Türkiye genelinde orman yangınları devam ederken kereste ürünleri yapan işletmeler yangın sönmeden etkilenmeye başladı. Kereste sıkıntısı çekmeye başlayan işletmeler buldukları kerestelerinde yüksek fiyatla satılmaya başladığını belirtti. Sunta, MDF gibi ürünlerin karaborsaya düştüğü belirtilirken, bazı ürünlerin fiyatlarında iki kat artışlar görüldü. Bloomberg haberine göre ise; Kereste kontratları konusunda aracı kurumlardan biri olan Westline Capital Strategies'in CEO'su , kereste fiyatlarının yükselen stoklar ve büyük yapı inşa marketlerinde düşen talebin etkisiyle gerilediği belirtti. Kerestedeki düşüş, yükselen maliyetlerin ekonomik toparlanmayı olumsuz etkilemesine yönelik endişelerin yükselmesiyle emtia piyasasında görülen rallilerdeki son gevşeme örneklerinden biri olarak kaydedildi. Fed Başkanı da geçen ay yaptığı bir konuşmada kereste fiyatlarındaki düşüşü maliyet baskılarının hafiflediğine yönelik göstergelerden biri olarak sunmuştu.
Enerji ve Petrol:
Yurtiçinde Ağustos ayı için Elektrikve Doğalgaz fiyatlarında artış yapılmadı. Yurtiçi Motorin ve Benzin pompa fiyatları da Temmuz ayında sabit bir seyir izlerken; 2021 yılındaki artış Motorin için %9.68 ve Benzin için %7.80 seviyesinde devam etti. Kömür için Ağustos fiyatları ise yaklaşık %15 artış ile açıklandı. Bloomberg haberine göre; Avrupa'da doğalgaz fiyatlarında yaşanan artışla beraber elektrik üretimi için kömür kullanan santraller doğalgaz kullananlara kıyasla daha kârlı hale gelmeye başladı. Avrupa’da doğalgaz fiyatlarının yükselmesi kömürle çalışan termik santrallerinin yılın geri kalanındaki operasyonlarını daha kârlı hale getiriyor. Enerji santralleri için yakıt fiyatları artarken doğalgaz fiyatlarındaki yükselişin kömürü geride bırakmasıyla beraber daha temiz enerji kaynaklarıyla çalışan santrallerin kâr marjları düştü. Bunun yanı sıra Almanya’da dördüncü çeyrek için enerji fiyatlarının rekor yüksek seviyede işlem görmesi elektrik üretimi için kömür kullanımını daha cazip hale getiriyor. Bloomberg’in modeline göre, Almanya’da kömür kullanan elektrik santrallerinin dördüncü çeyrek operasyon marjı megawatt-saat başına 3 euro civarındayken doğalgaz kullanan elektrik santrallerinin marjı megawatt-saat başına 12 euro kayba işaret ediyor. Rusya’nın Ukrayna aracılığıyla daha az doğalgaz göndermesiyle birlikte Avrupa’da doğalgaz fiyatları bu yıl ikiye katlanırken Avrupa’nın depoları doldurmak ve kışın yaşanacak bir tedarik krizinden kurtulmak için zamanı giderek azalıyor. AA haberine göre; ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA), bu yıla ilişkin petrol fiyatı tahminini yukarı yönlü revize etti. EIA'nın "Temmuz 2021 Kısa Dönem Enerji Görünümü Raporu"nda, bu yıl için Brent türü ham petrolün ortalama varil fiyatının 68,78 dolar olacağı tahmin edildi. Haziran ayı raporunda bu rakam 65,19 dolardı. Raporda, yılın ilk yarısında 65,01 dolar olarak hesaplanan Brent türü ham petrolün ortalama varil fiyatının, yılın ikinci yarısında 72,32 dolar olacağı öngörüldü. Gelecek yıl ise bu rakamın yaklaşık 66,64 dolar olacağı tahmin edildi. Ajans, küresel ticari faaliyetlerin ve seyahatlerin yılın kalan kısmında ve gelecek yıl artış kaydedeceğini, bunun da talep görünümünde iyileşmeye sebep olacağını belirtti. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubunun üretiminde beklenen artış ve bununla orantılı olarak küresel petrol stoklarındaki düşüş eğiliminin sekteye uğramasının da petrol fiyatlarında sınırlandırıcı faktör olacağının altı çizildi. Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün varil fiyatının ise bu yıl 65,85 dolar, gelecek yıl 62,97 dolar olacağı tahmin edildi. Milliyet haberine göre; İsviçre bankası Credit Suisse petrol fiyat tahminlerini yükseltti. Kuruluş tarafından hazırlanan raporda brent petrol için 2021 yılı tahmini 66,5 dolardan 70 dolara, 2022 yılı tahmini 68 dolardan 69 dolara çıkarıldı. Değerlendirmede ABD petrolü tahminleri de 2021 yılı için 62 dolardan 67 dolara, 2022 yılı için 63 dolardan 66 dolara yükseltildi. Uzun vadeli tahminler brent için 60 dolardan 62 dolara, ABD petrolü için de 55 dolardan 59 dolara çıktı. Kuruluş karara gerekçe olarak arz/talep dengesinde devam eden toparlanmayı gösterdi. Dünya haberine göre ise, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) yayınladığı aylık raporunda küresel petrol talebinin 2021’in geri kalanında güçlü şekilde toparlanacağını, 2022’de ise özellikle ABD, Çin ve Hindistan’ın büyümesinden de güç alarak COVID-19 pandemisi öncesi seviyelere döneceğini öngördü. OPEC’e göre küresel petrol talebi 2022’de %3,4 artarak 99,86 milyon varil/gün düzeyine ulaşacak ve 2022’nin ikinci yarısında ortalama 100 milyon varil/gün düzeyinin de üzerine çıkacak. 2019’da ortalama talep OPEC verilerine 99,98 milyon varil/gündü. Örgüt 2021 için talebin 5,95 milyon varil artacağı öngörüsünü ise değiştirmedi.
Döviz Kurları:
TCMB 30 Temmuz 2021 kapanış verilerine göre, USD döviz satış kuru bazında %3.07’lik azalış ile 8.4290 TL; EUR döviz satış kuru bazında %3.07’lik azalış ile 10.03 TL oldu. EUR/USD paritesi ise Temmuz ayını sabit kalarak 1.1895 seviyesinde kapatmış oldu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Ağustos tarihli Beklenti Anketine göre 2021 yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 8,99 TL iken, bu anket döneminde 8,94 TL olmuştur. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 9,34 TL iken, bu anket döneminde 9,37 TL olarak gerçekleşmiştir. Forecastrends, TCMB’nin Ağustos ayında da politika faizini değiştirmeyeceğini varsayarak, USD/TRY tahminini 2021’in 3.Çeyreği için 8.58 sevisinde tutarken, Ağustos ayında dolar kurunun 8.50 ‘nin üzerinde olacağını tahmin ediyor. Citibank 30 Temmuz tarihli raporunda, EUR/USD parite tahminini 3 aylık dönemde 1.20, 6-12 aylık dönemde 1.16 ve uzun vadede 1.15 olarak açıkladı. Commerzbank’ın Ağustos raporunda, EUR/USD paritesi için 2021 Q3, Q4 ile 2022 Q1, Q2, Q3 tahmini sırasıyla 1.18, 1.20, 1.22, 1.24 ve 1.25 şeklinde oldu.
Yurtiçi Fiyat ve Maliyet Endeksleri:
TUİK verilerine göre, 2021 yılı Temmuz ayı sonu itibariyle TÜFE ve Yİ-ÜFE ortalaması bir önceki aya göre %2.13; bir önceki yılın Aralık ayına göre %17.73 ve bir önceki yılın aynı ayına göre %31.94 artış olarak gerçekleşti. TÜİK verilerine göre; Yİ-ÜFE (2003=100) 2021 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre %2,46, bir önceki yılın Aralık ayına göre %25,05, bir önceki yılın aynı ayına göre %44,92 ve on iki aylık ortalamalara göre %28,47 artış gösterdi. Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %34,35, imalatta %47,86, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %15,10, su temininde %28,34 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında %57,23, dayanıklı tüketim malında %31,58, dayanıksız tüketim malında %31,44, enerjide %42,42, sermaye malında %31,38 artış olarak gerçekleşti. Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %3,35, imalatta %2,37, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %3,03, su temininde %3,54 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara malında %2,46, dayanıklı tüketim malında %1,03, dayanıksız tüketim malında %2,27, enerjide %4,12, sermaye malında %1,01 artış olarak gerçekleşti. Yıllık en düşük artış; %11,51 ile giyim eşyası, %13,86 ile deri ve ilgili ürünler, %15,10 ile elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı olarak gerçekleşti. Buna karşılık ham petrol ve doğal gaz %120,24, kok ve rafine petrol ürünleri %110,98, ana metaller %108,50 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu. Aylık azalış; %0,47 ile metal cevherleri, %0,26 ile diğer ulaşım araçları alt sektörlerinde gerçekleşti. Buna karşılık ham petrol ve doğal gaz %9,33, ağaç ve mantar ürünleri (mobilya hariç) %6,58, kok ve rafine petrol ürünleri %5,31 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.