Dilek Aşan
Sanayi Bölgelerinde Ortak Su Yönetimi Modelleri
Su hem bir yaşam kaynağı hem de endüstriyel üretimin vazgeçilmez girdilerinden biridir. Türkiye gibi sanayileşmesini sürdüren ve su kaynaklarının sınırlı olduğu ülkelerde, suyun etkin, verimli ve sürdürülebilir şekilde yönetimi artık sadece bir çevre meselesi değil, aynı zamanda ekonomik ve stratejik bir zorunluluk haline gelmiştir. Suyun yoğun bir şekilde kullanıldığı alanlardan biri olan organize sanayi bölgeleri (OSB) ve diğer endüstri kümelerinde ortak su yönetimi modelleri, kaynak kullanımında verimlilik sağlayarak firmalara rekabet avantajı sunmakta ve aynı zamanda çevresel etkilerin azaltılmasında kilit rol oynamaktadır.
Türkiye, kişi başına düşen yıllık su miktarı açısından ne yazık ki “su stresi altındaki ülkeler” kategorisinde yer almaktadır. Artan kentleşme, iklim değişikliği ve sanayileşme gibi etkenler, mevcut kaynaklar üzerindeki baskıyı her geçen gün daha da artırmaktadır. Özellikle Marmara, Ege ve İç Anadolu gibi sanayinin yoğun olduğu bölgelerde, suya erişim ve atık su yönetimi hem altyapısal hem de yönetsel sorunlara yol açabilmektedir. Bu noktada, geleneksel firma bazlı su yönetimi yerine, bölgesel ve ortak temelli yaklaşımlar önem kazanmaktadır.
Ortak Su Yönetimi Nedir?
Ortak su yönetimi, aynı coğrafyada ve/veya aynı sektörde faaliyet gösteren işletmelerin su temini, kullanımı, geri dönüşümü ve bertaraf süreçlerini merkezi ve koordineli biçimde yürütebilmesini ifade eder. Bu modelde, sanayi bölgesi içinde yer alan firmalar arasında suyun yeniden kullanımı, atık suların birlikte arıtılması ve yağmur suyunun üretim süreçlerinde yeniden kullanımı gibi uygulamalar merkezi bir yapı tarafından yönetilmektedir.
Peki Bu Model Neden Gereklidir?
Bu gibi modeller mevcut su krizi nedeniyle bir tüm endüstriler için bir tercih olmaktan ziyade bir zorunluluk olmaya başlamıştır. Elbette her sektörde aynı gelişmişlikte bir modeli tasarlamak ve devreye almak mümkün değildir. Zira her endüstrinin dinamikleri ve ihtiyaçları farklıdır. Fakat ortak su kullanımına odaklanan modellerin geliştirilmesi birçok açıdan gereklidir:
Ekonomik Ölçekten Yararlanma: Arıtma tesisleri gibi altyapı yatırımlarının maliyeti, bireysel firmalar için oldukça yüksek olabilir. Ortak kullanım, bu yükü azaltır.
Standartlara Uyum: Ortak yönetim, çevre mevzuatlarına uyumu daha sistematik hale getirir ve çevresel cezalara karşı koruma sağlar.
Verimlilikte İyileşmeler: Su geri kazanımı, soğutma ve temizlik gibi işlemlerde suyun birden fazla defa kullanımını sağlayarak kaynak verimliliğini artırır.
İzleme ve Denetim: Suyun ortak kullanımını esas alan bu sistemler, su kullanımı ve kalite parametrelerinin merkezi bir yapı içerisinde izlenmesini ve raporlamasını kolaylaştırır.
Uygulama Modelleri Nelerdir?
Günümüzde birçok şirket su kullanımını ortaklaşan çeşitli modeller üzerinde çalışmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:
Merkezi Arıtma Tesisleri
OSB’lerde sıkça uygulanan bu modelde, tüm firmaların atık suları ortak bir hatta toplanır ve merkezi bir arıtma tesisinde çevre standartlarına uygun şekilde işlenir. Bazı bölgelerde arıtılan su yeniden kullanılarak gri su sistemlerine aktarılır.
Su Havzası Tabanlı Yönetim
Sanayi bölgelerinin bulunduğu yerel su havzaları kapsamında, belediyeler, OSB yönetimleri ve firmaların iş birliğiyle su kaynakları havza düzeyinde yönetilir. Bu modelde suyun ekosistem üzerindeki etkileri de gözetilebilmektedir.
Endüstriyel Ekoloji Yaklaşımı
Bu modelde firmalar arası simbiyotik ilişkiler kurulur. Yani bir firmanın atık suyu, başka bir firmanın üretim girdisi olabilir. Örneğin, bir gıda işleme tesisinin arıtılmış suyu, tekstil üretiminde kullanılabilir.
Türkiye'den Örnekler
Bu konuda iyimser olabiliriz. Ülkemizde bazı OSB’ler bu konuda örnek uygulamalara sahiptir.
Manisa OSB, kurduğu ileri biyolojik arıtma tesisi ile atık suların %70’ini geri kazanarak üretimde yeniden kullanmaktadır.
Gebze Güzeller OSB, yağmur suyu toplama sistemleri ile doğal kaynak kullanımını azaltmayı başarmıştır.
İzmir Aliağa OSB, sanayide simbiyotik ilişki kapsamında bazı firmaların atık ısı ve su kaynaklarını ortaklaştırmaya başlamıştır.
Ortak Su Yönetiminde Karşılaşılan Zorluklar Nelerdir?
Bu konuda her ne kadar başarılı örneklerin sayısı giderek artsa da, bazı zorlukları görmezden gelemeyiz. Örneğin;
-Firmalar arası güven eksikliği
-Yatırım maliyetleri ve finansman sorunları
-Teknik kapasite eksikliği
-Yasal düzenlemelerde belirsizlik
Fakat bu sorunların tamamı hem kamu desteği ve finansal teşvikler hem de OSB yönetimlerinin inisiyatif alarak liderlik göstermeleriyle aşılabilir.
Neler Yapılabilir?
Sanayi bölgelerinde ortak su yönetimi, hem çevresel sürdürülebilirliğin hem de ekonomik etkinliğin temel araçlarından biridir. Bu modelin yaygınlaştırılması için:
-Devlet destekli fonlar ve teşvik mekanizmaları artırılmalıdır.
-OSB yönetimleri teknik danışmanlık ve proje koordinasyonu konusunda güçlendirilmelidir
-Sektörler arası iş birliği desteklenmeli, iyi uygulama örnekleri yaygınlaştırılmalıdır.
Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak ve gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakmak adına, ortak su yönetimi modelleri, Türk sanayisinin öncelikli gündem maddelerinden biri olmalıdır.