Dilek Aşan
Avrupa için Yeşil Sanayi Politikası
Avrupa Yeşil Mutabakatı, 2050 yılına kadar Avrupa'yı iklim açısından nötr bir kıta yapmayı hedefliyor. Bu, Avrupa için oldukça zorlu bir hedef; çünkü başarılı olmak için mutabakatın Avrupa’nın endüstriyel yapısında büyük değişiklikleri teşvik etmesi gerek. İklim nötr olabilmek için fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye ve içten yanmalı motorlu arabalardan elektrikli arabalara geçişler vb gibi birçok köklü değişimin yaşanması gerekiyor. Avrupa ekonomisini “kahverengi”den “yeşil”e kaydırmak büyük ve tarihi bir sosyoekonomik dönüşüm demektir. Bunu yeni bir “sanayi devrimi” olarak nitelendirmek yanlış olmaz. Fakat bu hedefleri koymak yeterli değil; hedefe giden yolun tüm ayrıntılarıyla planlanması gerek.
Avrupa endüstrisi için bu kapsamlı ve paradigmatik değişim bağlamında "yeşil sanayi politikası"nın oluşturulması Avrupa'nın iklim değişikliği hedefleri için bir temel oluşturacaktır. Bu konu üzerinde çalışan Bruegel kuruluşu Avrupa endüstrisinin yeşil dönüşümünün nasıl olması gerektiğini tüm ayrıntılarıyla ortaya koyan bir sanayi politikası geliştirdi. Ekonomide uzmanlaşmış bir Avrupa düşünce kuruluşu olan Bruegel, geliştirdiği bağımsız politikalar ve ürettiği yayınlar ile Avrupa’nın geleceğinin şekillendirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır.
Avrupa’nın yeşil bir sanayi politikası ile yoluna devam etmesi için şimdiye kadar önemli adımlar atıldı. Örneğin, Mart 2020'de Avrupa Komisyonu, Avrupa için Yeni Endüstriyel Stratejiyi yayınladı. Bu strateji, yeşil ve dijital geçişlere odaklanmasına rağmen yeşil geçişi Avrupa için endüstriyel bir fırsata dönüştürmek için gerekli olan tutarlı yeşil sanayi politikası çerçevesini sağlayamadı. Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen Eylül 2020'de AB’nin durumunu değerlendirmek için yaptığı konuşmasında 2021'in ilk yarısında bu endüstriyel stratejiyi güncelleme taahhüdünde bulundu. Bruegel’in yayınladığı plan, güçlü bir AB yeşil sanayi politikasının geliştirilmesine yönelik birtakım ilke ve yönergeler belirleyerek bu sürece katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.
Planın ortaya koyduğu ilke ve yönergeler, endüstriyel politika tasarımı ve seçilmiş vaka çalışmalarıyla ilgili mevcut literatürün derinlemesine analiz edilmesiyle geliştirilmiştir. Piyasanın ve devletin sunabileceklerinin bir sınırı vardır. Plan, başarılı bir yeşil sanayi politikası için bu iki unsurun birlikte verimli çalışmasını sağlayacak mekanizmalara ihtiyaç olduğunu belirtmektedir. Kamu-özel sektör ortaklıklarının tasarımı, yeşil sanayi politikası çabalarının amacına ulaşmasında kritik rol oynacaktır. İklim değişikliğinin talep ettiği büyük dönüşüm, sivil toplumun da diğer sanayi politikası paydaşlarından daha fazla katılımını gerektirecektir. Ayrıca, yeşil teknolojilerle ilgili de birçok yeni araştırma yapılmalıdır. Teknoloji çok gelişmesine rağmen ortaya çıkan yeni yeşil teknolojiler hala çok karmaşık ve belirsizdir. İklim ve teknoloji senaryolarıyla ilgili mevcut ve gelecekteki belirsizlikler, endüstri-araştırma iş birliğinin ne kadar önemli olduğunun altını çizmektedir.
Bruegel’in hazırladığı Avrupa Yeşil Sanayi Politikası planının içeriğini şu şekilde özetleyebiliriz:
-Yeşil sanayi politikası kavramı genel sanayi politikasından ve iklim politikasından ayrı bir şekilde tanıtılmaktadır.
-Avrupa'daki sanayi politikası uygulamaları, yirminci yüzyılın başlarındaki muhafazakar ve günümüze nazaran ilkel sayılacak politikalardan, iklim krizi ve COVID-19 nedeniyle mevcut sanayi politikasının yeniden canlanmasına kadar geçen süreci kapsayacak şekilde analiz edilmektedir.
-Sanayi politikası teorisi ve devletin piyasaya müdahale araçları ile serbest pazarlamacılar arasındaki akademik tartışmalar ortaya konulmaktadır. Sanayi politikasını daha sağlıklı bir şekilde tartışmak için piyasanın ve hükümetlerin başarısızlıkları kavramları özel olarak ele alınmaktadır.
-Endüstri paydaşlarını uzlaştırmaya çalışan politikalarla ilgili akademik tartışmadalardaki en son gelişmeleri açıklamaktadır. Daha geniş bir yaklaşım benimseyen ve sadece politika araçlarına değil aynı zamanda politika sürecine de odaklanan yeni bir sanayi politikası perspektifi sunmaktadır. Hazırlanan plan bu bağlamda, hükümet, özel sektör ve sivil toplumun katılımı ve koordinasyonu ve aralarında bilgi paylaşımına dikkat çekmektedir.
-İklim krizinin aciliyeti, yeşil geçiş / dönüşüm zorlukları ve yeşil teknolojileri karakterize eden belirli piyasa ve hükümet başarısızlıklarından yola çıkarak yeşil sanayi politikasının özellikleri tartışılmaktadır.
-Planda sadece teorik bilgiler değil pratik uygulamalar da analiz edilmektedir. Örneğin, Almanya, Hollanda, Danimarka ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki yeşil sanayi politikaları tartışılmaktadır. Bu örnek olay incelemelerinden, toplumun tüm kesimleri arasında etkili iş birliğinin, politika istikrarının ve uzun vadeli öngörülebilirliğin önemi ve talep yaratma ile teknolojik araçlar arasında dengeli bir sistem kurulmasının önemi ile ilgili dersler çıkarılmaktadır.
-Avrupa'nın yeşil sanayi politikasıyla ilgili genel bir perspektif sunulmaktadır. Özellikle, rekabet politikasından yenilik politikasına ve kalkınma politikasından iklim politikasına kadar AB düzeyinde mevcut olan çok çeşitli araçlara odaklanılmaktadır.
Yapılan analizlerden ve çıkarımlardan sonra şu önemli öneriler sunulmaktadır:
-Yeşil sanayi politikası yalnızca ulusal düzeyde olamaz; başarılı olmak için AB çapında bir koordinasyon gereklidir.
-Güçlü bir yönetim yapısı oluşturulmalıdır. Özellikle kamu - özel sektör iş birliklerinin etkinliği artırılmalıdır.
-Belirli ürün, hizmet ya da sektörler için kurulan Avrupa ittifaklarının kapsamı genişletilmelidir.
-AB, çevre dostu teknolojileri ve inovasyonu teşvik etmede daha cesur ve kararlı olmalıdır.
-Yeşil sanayi politikası girişimlerinin finansmanı için AB yatırımları kritik önem arz etmektedir.
-Bu politikanın etki alanı Avrupa ile sınırlı kalmamalı; tüm dünyaya yayılmalıdır.