Prof. Dr. Ali Rıza Büyükuslu
TÜBİTAK
TÜBİTAK ile ilgili Sayıştay raporu incelendiğinde TÜBİTAK personel yapısı TÜBİTAK kuruluş amaçları göz önüne tutulduğunda işlevsiz ve verimsizdir. Kadrolu personel toplam personelin %51’ni kapsamakta olup bunların çoğunu yönetici, teknik-destek grubu, hizmet ve yardımcı hizmet grubu oluşturmakta dolayısıyla TÜBİTAK amaçları doğrultusunda esas araştırma yapacak kadro sayısı yetersiz görülmektedir.
Toplam personel içinde proje personeli olarak çalışanların sayısı %49’dır. Yönetici, sevk-idare ve hizmetli kadrolarının şişkin tutulmasının nedeni siyasi atamalardır.
TÜBİTAK benzeri hantal araştırma kurumları teknoloji üreten ülkelerde daha ademi merkeziyetçi, ülke çapına yayılmış ve fonksiyoneldir. Daha da önemlisi, söz konusu teknoloji geliştirebilen ve teknoloji üretebilen ülkelerde bu tür ulusal araştırma kurumları veya enstitülerinde Araştırma-Geliştirme ve Proje bazlı çalışan sayısı %80’ler civarındadır.
Diğer taraftan, yine TUBİTAK benzeri yurtdışı araştırma kuruluşlarında araştırmaların-projelerin-girişimciliğin desteklenmesi ve finansmanında göz önünde tutulan kriterler siyasi veya ahbap-çavuş-yandaş ilişkilerine dayalı olmayıp, bilimsel çıktı-kamu yararı sağlama ve endüstriyel gelişime katkı gibi objektif değerlendirmelere dayalıdır.
Yıllarca siyasetin emrinde yönetilen TÜBİTAK hali hazırda siyasetin ve maalesef kayıt dışı yapıların etkisindedir. Bilim ve teknolojinin üretildiği yerlerden siyaset ve malum bilim dışı yapılar elini çekmelidir.
TÜBİTAK gelirleri incelendiğinde durum vahimdir. Bütçe gelir kalemleri içinde endüstri yoktur oysaki dünyanın her yerinde TÜBİTAK ve benzeri bilimsel araştırma merkezleri endüstri ile çalışması endüstriye teknoloji transferi yapması ve bilimsel üretim sağlaması için kurulur.
TÜBİTAK gibi bir kurumun bütçe kaleminde mülkiyet geliri yani emlakçılık yaptığı beyan edilmektedir ve alınan bağış ve yardımlar yer almaktadır. Yani yazık ama bu durumda ancak İBAN bilimi ve araştırma yapılabilir.
Bütçe giderlerinde ise ağırlıklı olarak personel gideri, SGK prim gideri vs. yer almakta; örneğin ar-ge için yatırım giderleri söz konusu değildir. Ya da genç araştırmacılar, kadın araştırmacılara teşvik-destek gibi giderler yer almamaktadır.
Son olarak bilimin teknolojiye, teknolojinin ürüne veya hizmete dönüşmesi, teknoloji geliştirilmesi, teknoloji-inovasyon ve girişimcilik tabanlı kalkınmanın sağlanmasında, dijital dönüşümün ve endüstriyel devrimlerin hayata geçirilmesinde lokomotif rol üstlenmesi gereken bu milli araştırma kurumunun mevcut yapısı ve siyasi kimliği nedeniyle söz konusu bu misyonu gerçekleştirmekten çok uzak olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.