Gürkan Hüryılmaz
GENEL GÖRÜNÜM
Değerli Meslektaşlarımız,
Satınalma ve Tedarik Zinciri Yönetimi konusunda üst kurum kimliği ile hareket eden TÜSMOD olarak; mesleğin ve meslektaşlarımızın değerini yükseltmek için Temmuz ayında Etik konusunu ele alacağız. Etik, 18 Nisan Dünya Satınalmacılar Gününde yayımladığımız dört mesleki kriterin başında yer alıyorum. Etik konusundaki farkındalığın artması için “Etik Etkinlik Anketi” yayımladık ve sonuçlarını 10 Temmuz’da açıklayacağız. Ayrıca Etik konusu ile ilgili olarak webinar yapmayı planlıyoruz. TÜSMOD olarak biliyoruz ki satınalma ve tedarik zinciri yönetimi, sadece mal ve hizmet alımından ibaret olmayan; toplumsal, çevresel ve ekonomik etkileri olan stratejik bir alandır. Bu nedenle etik satınalma, karar alma süreçlerinde şeffaflık, adalet, hesap verebilirlik ve sürdürülebilirliği esas alarak, mesleğimizin itibarını ve güvenilirliğini güçlendiren temel bir ilkedir. Etik ilkelere bağlı kalan satınalma profesyonelleri, sadece şirketlerine değil, aynı zamanda toplumun geneline karşı da sorumluluk taşıdıklarının bilinciyle hareket eder. Bu yaklaşım, meslektaşlarımız arasında ortak bir değer zemini oluşturarak, mesleki dayanışmayı ve saygınlığı artırır. Öte yandan, mesleki gelişim etkinliklerinin de etik çerçevede planlanması büyük önem taşıyor. TÜSMOD olarak oluşturduğumuz Etik Etkinlik Kriterleri; etkinliklerin tarafsız, ticari kaygılardan arındırılmış, katılımcı haklarını ve bilgi güvenliğini gözeten bir yapıda olmasını hedefliyor. Etik ilkelere uygun şekilde düzenlenen etkinlikler, meslektaşlarımızın bilgilenmesini, güçlenmesini ve mesleki etkileşimlerini güven ortamında sürdürebilmelerini sağlıyor. Mesleki dernekler ise mesleki rehberlik ve gelişim açısından önemli birer referans noktasıdır. Bu nedenle, faaliyetlerini yürütürken ticari kaygılardan uzak, tamamen mesleğin itibarını ve meslektaşlarının ortak yararını gözeten bir anlayışla hareket etmeleri büyük önem taşıyor. Dernek tüzüklerinin, şeffaflık, tarafsızlık, etik ilkelere bağlılık ve kamu yararını önceleyen bir yaklaşımla hazırlanması; mesleki güvenin tesisi ve sürdürülebilirliği açısından temel bir gereklilik. Etik ilkelere duyarlı bir duruş, yalnızca bireysel değil kurumsal düzeyde de sorumluluk gerektirir ve bu sorumluluğun en net göstergesi, derneklerin kendi iç işleyişlerinde etik hassasiyeti önceliklendirmeleridir. TÜSMOD olarak hem tüzüğümüz, hem taahhütlerimiz hem de etik etkinlik kriterlerimiz ile bu konuda da öncü ve rol model olmaya devam ediyoruz.
Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan habere göre; Dünya Bankası, Haziran Ayı Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu’nu yayımladı. Raporda, 2025 yılı için küresel büyüme tahmini Ocak ayındaki %2,7 düzeyinden %2,3’e indirildi. Bu oran, küresel kriz yılları hariç tutulduğunda 2008’den bu yana en düşük büyüme oranı olarak öne çıktı. 2026 ve 2027 yılları için ise büyümenin sırasıyla %2,4 ve %2,6 seviyelerinde gerçekleşeceği öngörüldü. ABD ekonomisine ilişkin büyüme beklentisi 2025 için %2,3’ten %1,4’e, 2026 için %2,0’dan %1,6’ya revize edildi. Avro Bölgesi’nde ise 2025 yılı büyüme tahmini %1,0’dan %0,7’ye, 2026 tahmini ise %1,3’ten %0,8’e düşürüldü. Çin ekonomisinin 2025 yılında %4,5 oranında büyümesi öngörülürken bu oran Ocak raporuna kıyasla değişmedi. BloombergHT haberine göre; Dünya Bankası, Ocak ayında %2,7 olarak açıkladığı 2025 yıl sonu küresel büyüme tahminini son 17 yılın en düşük seviyesi olan %2,3’e düşürdü. Ticaret gerginlikleri ve politika belirsizlikleri nedeniyle 2020’lerin ilk yedi yılında küresel büyümenin ortalama %2,5 olacağını, bununla beraber 1960’lardan bu yana en zayıf on yılın yaşanacağı uyarısında bulundu. Banka, Türkiye için 2025 yıl sonu büyüme tahminini Ocak ayında %2,6 oranında açıklarken, Haziran ayındaki yıl sonu tahminini ise %0,5’lik artışla %3,1 olarak revize etti. Ayrıca Türkiye, Arjantin ile beraber Dünya Bankası’nın 2025 yıl sonu tahminini en fazla revize ettiği ülke oldu. Dünya Bankası’nın Türkiye’ye ilişkin 2026 yıl sonu beklentisi ise Ocak ayında %3,8 iken, Haziran ayında %3,6 seviyesine geriledi. Öte yandan raporda, 2027 yıl sonunda Türkiye’de büyümenin %4,2 yükseleceği tahmin edilmektedir.
İşbankası Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler Raporunu Haziran ayında yayımladı. Raporun özet başlığına göre; Moody’s, 16 Mayıs’ta yüksek borçluluk seviyesini gerekçe göstererek ABD’nin kredi notunu Aaa’dan Aa1’e düşürdü. İkinci çeyreğe ilişkin öncü veriler ABD’de ekonomik aktivitede ılımlı bir seyre işaret etti. FED, Mayıs ayı toplantısında politika faizini piyasa beklentileri paralelinde değiştirmeyerek %4,25-4,50 aralığında tuttu. Enflasyon verileri ABD’de enflasyonist baskıların Nisan’da bir miktar hafiflediğine işaret etti. Euro Alanı’nda yılın ilk çeyreğine ilişkin çeyreklik büyüme verisi 0,1 puan aşağı yönlü revize edilerek %0,3 düzeyinde açıklandı. Aynı dönemde yıllık büyüme %1,2 ile öncü veriyi teyit etti. Çin Merkez Bankası, Ekim 2024 toplantısından bu yana ilk faiz indirimini gerçekleştirdi. Böylece, 1 ve 5 yıllık ana kredi faiz oranları 10’ar baz düşürülerek sırasıyla %3,00 ve %3,50 oldu. Yılın ilk çeyreğinde ekonomisi beklenenden fazla daralan Japonya’da ise politika faizi beklentilere paralel olarak %0,50 düzeyinde sabit tutuldu. Karşılıklı ticaret anlaşmalarının risk iştahını desteklediği Mayıs ayında, altın fiyatları geriledi. Öte yandan, söz konusu anlaşmalar ekonomik aktiviteye yönelik iyimserliği arttırarak petrol fiyatlarının yükselmesinde etkili oldu. Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde çeyreklik bazda %1, yıllık bazda %2 oranında büyüdü. İşsizlik oranının %8,6’ya yükseldiği Nisan ayında en geniş tanımlı işsizlik göstergesi olan atıl işgücü oranı %32,2 ile veri setinin en yüksek seviyesinde gerçekleşti. İSO Türkiye imalat PMI Mayıs’ta 47,2 değerini alarak sektörde daralma eğiliminin 14. ayına taşındığını gösterdi. Hazine ve Maliye Bakanlığı 25 milyar TL büyüklüğünde bir kefalet limitli destek paketi oluşturulacağını açıkladı. Mart’ta cari işlemler hesabı 4,1 milyar USD ile art arda beşinci kez açık verirken, 12 aylık kümülatif cari açık 12,6 milyar USD oldu. Nisan’da merkezi yönetim bütçe açığı 174,7 milyar TL düzeyinde gerçekleşti. Böylece, Ocak-Nisan döneminde 2025 yılı geneli için OVP’de yer alan tahminin yaklaşık %46’sına ulaşıldı. TCMB yılın ikinci Enflasyon Raporu’nda 2025 ve 2026 yılsonları için yıllık enflasyon tahminlerini değiştirmeyerek sırasıyla %24 ve %12 düzeylerinde tuttu. BIST-100 endeksi Mayıs’ı sınırlı bir gerilemeyle tamamladı. USD/TL kuru bu dönemde %1,9 yükseldi.
AA haberine göre; Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, büyüme görünümüne yönelik risklerin aşağı yönlü olduğunu söyledi. Lagarde, Brüksel'de gerçekleştirilen Avrupa Parlamentosu (AP) Ekonomik ve Mali İşler Komitesi toplantısında konuştu. "Küresel ekonomik ve jeopolitik belirsizliklerin yoğun olduğu bir yıl oldu." diyen Lagarde, dünyada parçalanma, belirsizlik ve çatışmanın giderek arttığını anımsattı. Lagarde, Avro Bölgesi ekonomisinin bu yıl %0,9, 2026'da %1,1 ve 2027'de %1,3 büyümesini beklediklerini, ilk çeyrekte imalat sektörünün güçlendiğini ve hizmet sektörünün ılımlı bir şekilde büyüdüğünü hatırlattı. Yakın vadede ekonomik aktivite için beklentilerin zayıf olduğunu belirten Lagarde, "Daha yüksek tarifeler ve daha güçlü avronun ihracatı azaltması, yüksek belirsizliğin de yatırım kararlarını geciktirmesi bekleniyor." dedi. "Büyüme görünümüne yönelik riskler aşağı yönlü olmaya devam ediyor." diyen Lagarde, özellikle, küresel ticaret gerginlikleri ve bununla ilişkili belirsizlikler, kötüleşen finansal piyasa beklentileri ve devam eden jeopolitik gerginliklerin daha da tırmanması durumunda büyümenin yavaşlayabileceğini anlattı. Lagarde, ticaret ve jeopolitik gerginliklere hızlı bir çözüm bulunmasının veya savunma ve altyapı harcamalarında daha fazla artış olmasının faaliyetleri beklenenden daha fazla teşvik edebileceğini söyledi. "Küresel ekonomik görünüm, istisnai derecede yüksek ekonomik ve politik belirsizlikle karşı karşıya kalmaya devam ediyor." diyen Lagarde, değişim anlarının fırsatlar da sunabileceğini söyledi. Lagarde, avroya olan desteğin tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştığını, bu aşamada Avro Bölgesi ekonomisini daha üretken, rekabetçi ve dayanıklı hale getirmeleri gerektiğini ifade etti. Enflasyonun halihazırda orta vadeli hedefleri olan %2 civarında seyrettiğini hatırlatan Lagarde, enflasyonun bu seviyede sürdürülebilir biçimde kalmasını beklediklerini anlattı. Avro Bölgesi enflasyon görünümünün küresel ticaretteki sürtüşmeler ve çeşitli riskler nedeniyle her zamankinden daha belirsiz olduğunu anlatan Lagarde, küresel tedarik zincirlerinin parçalanması, Avro Bölgesi ihracatına olan talebin düşmesi veya aşırı kapasiteye sahip ülkelerin ihracatlarını Avro Bölgesi'ne yönlendirmesi gibi risklerin söz konusu olduğunu belirtti. Lagarde, uygun para politikası duruşunu belirlemek için veriye dayalı ve toplantı bazında bir yaklaşım izleyeceklerine işaret ederek, belirsiz koşullarda yol almak için mevcut faiz oranı seviyelerinin uygun olduğunu söyledi.
Tüm bu gelişmeler altında, emtia fiyat analizleri aşağıdaki şekilde ele alınmıştır.
Selamlarım ve saygılarımla…
Metal-Demir-Çelik:
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Bakır fiyatları Haziran ayını %4.44’lük artış ile 10.050 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Bakır Stokları ise aynı ay için %39.10’luk ciddi bir azalış gösterdi. Uzmanlara göre; ABD Ticaret Genişletme Yasası'nın 232. Bölümü kapsamındaki son soruşturma, ABD'nin agresif bir şekilde bakır ithal etmesi, ABD dışındaki bölgelerde kıtlıklara neden olması ve bölgesel arz kıtlıkları konusunda endişelere yol açmasıyla önemli piyasa bozulmalarına yol açtı. Bu, Goldman Sachs'ı yılın ikinci yarısı için bakır fiyat tahminini revize etmeye ve Ağustos ayında bir zirve öngörmeye yöneltti. 232. Bölüm bakır ithalat soruşturmasının başlatılmasından bu yana ABD, yaklaşık 400.000 ton bakır ithal etti, bu da 6-7 aylık ithalat talebine eşdeğer. Bu, ABD dışındaki bölgelerde bakır kıtlığına neden oldu. İthalat tarifelerinin potansiyel tehdidi, bakır arzında küresel bir kaymaya yol açarak, Londra Metal Borsası'ndaki (LME) mevcut envanterin bu yıl yaklaşık %80 düşmesine neden oldu, şu anda bir günlük küresel kullanımdan daha azına eşdeğer. Goldman Sachs, son raporunda 2025 ikinci yarı LME bakır fiyat tahminini ton başına 9.140 ABD dolarından ton başına 9.890 ABD dolarına ayarlayarak Ağustos ayında ton başına 10.050 ABD doları zirve olacağını öngördü. Şirket bu fiyat artışını küresel arz dengesizliklerine bağlıyor; ABD başlangıçta tahmin edilenden daha fazla bakır ithal ediyor ve Çin'in ekonomik faaliyeti dirençli kalıyor. Goldman Sachs, Çin'in ikinci çeyrek reel GSYİH büyüme oranının %5'in biraz üzerinde olmasını ve perakende satışların gücünü korumasını bekliyor. Şirket ayrıca 2026 bakır fiyat tahminini ton başına 10.170 ABD dolarından ton başına 10.000 ABD dolarına düşürdü ve Aralık ayındaki zirveyi ton başına 10.350 ABD dolarına çıkardı. Goldman Sachs, 2027 bakır fiyatları konusunda iyimserliğini koruyarak, Şili'deki kahverengi madenlere yönelik arz yatırımlarını teşvik etmek için yeterli bir seviye olan ton başına ortalama 10.750 ABD doları fiyat öngörüyor. Tarife uygulamasının zamanlaması kritik bir değişkendir. Temel senaryoya göre, %80 olasılıkla, ABD bakır ithalatına Eylül ayına kadar %25 tarife uygulanması bekleniyor. Bu senaryoda, ABD bakır envanterinin tarife uygulamasından sonra üçüncü çeyrekte 150.000 ton artacağı ve dördüncü çeyrekte 120.000 ton azalacağı tahmin ediliyor. Tersine, dünyanın geri kalanındaki envanterin üçüncü çeyrekte azalmaya devam etmesi ve dördüncü çeyrekte artması bekleniyor. Tarife uygulaması beklentilerin ötesinde ertelenirse, ABD ithalatı dördüncü çeyreğe kadar devam edecek ve ABD dışındaki pazarlardaki arzı daha da sıkılaştıracaktır. Goldman Sachs'ın çok düşük bir ihtimal olarak değerlendirdiği tarifesiz bir senaryoda, COMEX fiyatları yüksek ABD envanteri nedeniyle LME fiyatlarının altına düşecektir ve bu envanterin ihraç edilmesi veya ABD LME depolarına teslim edilmesi gerekecektir. Goldman Sachs, Aralık COMEX-LME bakır spread'inde uzun pozisyon alma yönündeki ticaret tavsiyesini yineliyor ve piyasanın %25 veya hatta %50'lik bir tarife olasılığını önemli ölçüde hafife aldığını belirtiyor. %50'lik bir tarife uygulanırsa, Aralık COMEX-LME fiyat spread'i ton başına yaklaşık 5.000 ABD dolarına genişleyebilir; bu, mevcut ton başına 1.350 ABD dolarından önemli bir artıştır. Investing haberine göre; Citi, ABD’nin stoklarının bir kısmını satması nedeniyle bakır fiyatlarının kısa vadede düşebileceğine inanıyor. Ancak fiyatların gelecek yıl tekrar yükselmesini bekliyor. Banka, uzun vadeli güçlü talep sayesinde bakırın 2026 yılında ton başına 10.000 doları aşacağını öngörüyor. Ekonomim haberine göre; Fitch, bakır fiyat beklentisini 2025 için 8.800 dolardan 9.200 dolara, 2026 için 8.000 dolardan 8.500 dolara çıkardı, 2027 için 8.000 dolar, 2028 ve 2029 için 7.500 dolar olarak bıraktı.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Alüminyum fiyatları Haziran ayını %5.62’lik artış ile 2.583 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Alüminyum Stokları ise aynı ay için %7.34’lük azalış gösterdi. Uzmanlara göre; Goldman Sachs, gümrük vergisi etkisi nedeniyle 2025 alüminyum fiyatı konusunda düşüş eğilimine geçti. Kurum, alüminyum ve otomobil parçaları ithalatına yeni uygulanan ABD gümrük vergilerinin etkisi nedeniyle düşüş eğilimi benimseyerek 2025 alüminyum fiyat tahminini revize etti. Yatırım bankası artık alüminyum fiyatlarının 2025'in üçüncü çeyreğinde ton başına ortalama 2.000 dolar olmasını bekliyor ki bu, altı ay önce yayınladığı tahmine göre önemli bir düşüş. Fiyatların Aralık ayına kadar ton başına 2.300 dolara hafifçe sıçraması beklenirken, bu rakam hala daha önceki 2.650 dolarlık tahminin altında kalıyor. Goldman Sachs, alüminyum fiyat görünümünü revize etmenin yanı sıra küresel piyasa tahminini de değiştirdi. Kurum, 2025 için 580.000 tonluk bir fazlalık öngörüyor. Bu, daha önceki 76.000 tonluk açık beklentisiyle büyük bir tezat oluşturuyor. Revizyon, küresel alüminyum talebindeki düşüşü yansıtıyor. 2025'te yıllık bazda %1,1 ve 2026'da %2,3 oranında düşmesi bekleniyor. Daha önce Goldman, daha güçlü küresel GSYİH beklentileriyle uyumlu olarak 2025'te %2,6 ve 2026'da %2,4 oranında talep büyümesi öngörmüştü. Daha ileriye bakıldığında, Goldman Sachs alüminyum fiyatlarının 2026'dan itibaren yeniden yükseleceğini, ancak başlangıçta tahmin edilenden daha yavaş bir hızda olacağını savunuyor. Aralık 2026'ya kadar fiyatların ton başına 2.720 dolara ulaşması tahmin ediliyor. Daha önceki tahmini 3.100 dolar idi. 2027'de ise piyasa 722.000 tonluk bir açığa girerken fiyatların ton başına ortalama 2.800 dolar olması öngörülüyor.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Nikel fiyatları Haziran ayını %0.83’lük azalış ile 15.025 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Nikel Stokları ise aynı ay için %2.46’lık artış gösterdi. Outokumpu paslanmaz çelik Temmuz 2025 prim fiyatlarını; 430 kalite için 11 EUR/ton artış, 304 kalite için 30 EUR/ton azalış ve 316 kalite için 3 EUR/ton artış ile açıkladı. Uzmanlara göre; küresel nikel piyasası, büyük üretici Nornickel'in yakın zamanda 2025 için fazlalık projeksiyonlarını gözden geçirerek tahminini 150.000 tondan 120.000 tona düşürmesiyle önemli ayarlamalar yaşıyor. Bu 30.000 tonluk azalma, piyasa beklentilerinde önemli bir değişimi temsil ediyor ve zorlu bir piyasa ortamında temellerin iyileştirildiğini gösteriyor. Diğer metal piyasalarındaki oynaklığa rağmen, nikel fiyatları 2025 boyunca dikkate değer bir istikrar gösterdi ve sürekli olarak ton başına 15.000-16.000 dolar aralığında işlem gördü. Paslanmaz çelikten gelen talep güçlü kalsa da, ABD tarife duyurularının ardından CRU tarafından üretim büyümesi azaltıldı. Pil üreticileri, yüksek nikel seçeneklerinden orta nikel, yüksek voltajlı varyantlara geri dönüyor ve bu da daha düşük nikel yoğunluğu ve daha yavaş talep büyümesi anlamına geliyor. Endonezya'dan gelen arz, hükümetin kaynakları koruma planını belirtmesiyle birlikte, herhangi bir kısıtlayıcı kota veya azaltılmış madencilik izninin fiyatlara destek olma olasılığı yüksek olduğu için ana belirsizlik olmaya devam ediyor.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Çinko fiyatları Haziran ayını %4.62’lik artış ile 2.753 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Çinko Stokları ise aynı ay için %14.32’lik azalış gösterdi. SMM'deki metal piyasası analistlerine göre, arz kesintileri ve iyileşen piyasa duyarlılığının birleşimi, doların güçlenmesinden kaynaklanan geçici olumsuzluklara rağmen LME çinkosunun yukarı yönlü hareketi için güçlü bir temel oluşturdu. Fitch analistleri, Çinko 2026 fiyat tahminini 2.600 dolardan 2.650 dolara ve 2027 tahminini 2.500 dolardan 2.550 dolara yükseltti. Uzmanlara göre; artan 2026 ve 2027 çinko varsayımları, savunma sektöründen gelen artan talebi ve konsantre/rafine metalin sınırlı ek arzını yansıtıyor. Ancak, bunların bir kısmı ticaret savaşı nedeniyle diğer sektörlerden gelen zayıf taleple dengeleniyor.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Kurşun fiyatları Haziran ayını %4.31’lik artış ile 2.009 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Kurşun Stokları ise aynı ay için %4.46’lık azalış gösterdi. Aynı dönem için LME Kalay fiyatları %10.40’lık artış ile 33.975 dolar/ton olurken, LME Kalay stokları %18.84’lük azalış gösterdi. Analistler, piyasaların, Trump'ın politikalarının küresel ekonomik yavaşlamayı tetikleyebileceği ve endüstriyel emtia talebini olumsuz etkileyebileceği endişesini taşıdığını belirtirken; bu durumun Kalay fiyatları üzerinde düşüş baskısı yaratacağını vurguladı. Analistler ayrıca; LME ve SHFE'de son zamanlarda stokların artması ve yüksek fiyatlar nedeniyle tüketim hevesinin azalmasıyla Kalay fiyatlarında düşüş bekliyor.
Demir Cevheri fiyatları, Haziran ayını %6.73’lük azalış ile 97 dolar/ton seviyelerinde kapattı. LME Çelik Hurda CFR Türkiye (Platts) fiyatları Haziran ayında %1.33’lük artış kaydederken, son 12 aylık değişimi %11.17 azalış yönlü oldu. LME İnşaat Çeliği FOB Türkiye (Platts) fiyatları ise Haziran ayında %1.46 oranında azalırken, son 12 aylık değişim ise %6.15 azalış yönlü oldu. Demir cevherindeki son dönem fiyat gücüne rağmen, birçok analist uzun vadeli temkinli görünümlerini sürdürüyor. Goldman Sachs, yakın vadeli fiyatların 95-100 dolar aralığında destek bulabileceğini, ancak arz büyüme kısıtlamaları nedeniyle ton başına 100 doların üzerindeki fiyatların sürdürülemez göründüğünü savunuyor. Yatırım bankasının yıl sonu tahmini ton başına 90 dolar olarak kalırken, büyük üreticilerden yeni üretim kapasitesi devreye girdiğinde 2026 sonuna doğru ton başına 80 dolara kadar daha fazla düşüş bekleniyor. Bu, önceki reform döngüsü sırasında demir cevherini ton başına 120 doların üzerine çıkaran 2016-2017 reform kaynaklı fiyat artışıyla çelişiyor. Goldman Sachs analistlerinde göre; çelik üretimi ve demir cevheri tüketiminde anlamlı kesintiler, ya iç talebin zayıflamasını, ihracatın düşmesini ya da yetkililer tarafından zorunlu kılınan üretim kesintilerini gerektirecek. Avustralya ve Brezilya'dan gelen bol demir cevheri tedarikleri fiyatlar üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturmaya devam ediyor. CRU Grubu, 2025 yılı için yaklaşık 50 milyon tonluk küresel bir fazlanın öngörüsünde bulunsa da, bu öngörü Çin politikalarındaki ve Hindistan'ın ithalat modellerindeki son gelişmelerden öncesine dayanıyor. Birçok piyasa gözlemcisini şaşırtan bir gelişmede, düşük demir cevheri fiyatları Hindistan'ın ticaret pozisyonunda beklenmedik bir değişime yol açtı. Goldman Sachs analizine göre, Hindistan'ın net ihracatı, bu durumu 2026 sonuna kadar öngörmeyen önceki projeksiyonların önemli ölçüde üzerinde, etkili bir şekilde sıfıra düştü.
Plastik ve Kauçuk:
TÜSMOD Plastik Fiyat Endeksi Haziran ayında %0.61 azalış gösterirken, 2025 yılı değişimi %1.61 azalış ve son 12 aylık değişim %4.42 azalış yönlü oldu. Yurtdışı kaynaklı polimer bazlı haberlere göre; Batı Avrupa polimer üreticileri, piyasa durumu netleşene kadar sipariş dondurma duyurdu. Birkaç Avrupa üreticisi, sipariş durdurmaya rağmen ürünlerinin mevcut olduğunu belirtti, ancak yeni siparişler yalnızca daha yüksek fiyatlardan verilebiliyor. Orta Avrupa üreticileri fiyatlarını daha istikrarlı tuttu, ancak fiyat esneklikleri önemli ölçüde azaldı. Panik alımlarının ve daha büyük ölçekli ön alımların gelişimi, zayıf talep ve belirsiz beklentiler tarafından engelleniyor. Yine de piyasada Temmuz ayında bir polimer fiyat artışının beklendiği açık. Ham petrol (Brent) ve NAPHTHA fiyatlarındaki önemli artış nedeniyle, şu anda 60-70 avro arasında olan olefin monomer fiyatlarında bir artış muhtemeldir. Ancak, öncelikle ithal ürünler için stiren monomer için de bir fiyat artışı bekleniyor. Avrupa poliolefin üreticileri, kısmen hammadde fiyat artışları ve kısmen de marj toparlanması nedeniyle üç haneli olefin monomer ve poliolefin fiyat artışlarına hazırlanıyor. Bu, bazı poliolefin üreticilerinin sipariş durdurmaya ek olarak yeni siparişlerin fiyatlarını 100 avroya kadar artırdığı geçen haftaki olaylarla da gösterildi. Büyük bir Orta Avrupa poliolefin üreticisi geçen hafta fiyatlarını yaklaşık 20 avro artırmaya çalıştı ancak başarılı olamadı. Temmuz ayındaki fiyat artışları, hem polimer üreticilerinin hem de dönüştürücülerin önemli envanterlere sahip olması gerçeğiyle dengeleniyor, bu nedenle satış baskısı yüksek. Ancak fiyat artışları, plastik dönüştürücülerinin sipariş birikiminin düşük olması, talebin zayıf olması ve yaz tatili döneminin yaklaşması gerçeğiyle de dengeleniyor. Dönüştürücülerin kapanmasının bu yaz daha uzun süreceği zaten açık, çünkü birçoğu Temmuz başında tatildeydi. Ancak, kısmen kapanmalar ve kısmen de artan ithalat belirsizliği nedeniyle yaz aylarında fiyat artışı olması çok olası. Ortadoğu sularında nakliye riskli hale geldi ve bu durum petrol fiyatlarını etkileyecek. Ancak polimer ithalat tarafında kargo alanı sıkıntısı ve deniz navlun oranlarında artış var. Şimdi sipariş edilen ithalat sevkiyatları en erken Ağustos ayının ikinci yarısında Avrupa'ya ulaşacak. Bu, polietilen arzının daralmasına yol açabilir. Temmuz ayındaki fiyat artışları yalnızca kısmen başarılı olursa, kârlılıktaki önemli düşüş nedeniyle Avrupa'da daha fazla polimer fabrikasının kapanmasını bekleyebiliriz. Bazı Orta Avrupa polimer fabrikalarının tekrar "dur-kalk" modunda üretim yapması düşünülebilir. Bu, yalnızca talep artarsa üretim yapacakları anlamına gelir.
Enerji ve Petrol:
Bloomberg HT haberine göre; Boru Hatları İle Petrol Taşıma AŞ’nin (BOTAŞ), internet sitesinde doğalgaz satış fiyatlarına zam yapıldığı duyuruldu. Doğalgaz toptan satış fiyatlarında bütçe hedefleri doğrultusunda değişikliğe gidildiği belirtilen Açıklamada, "BOTAŞ’ın internet sitesinde ilan ettiği BOTAŞ doğalgaz toptan satış fiyatları ışığında, nihai doğalgaz satış fiyatlarında sanayi tüketicileri için ortalama yüzde 7,86 konut tüketicileri için ise ortalama yüzde 24,6 oranında artış söz konusudur. AA haberine göre; EIA'nın "Haziran 2025 Kısa Dönem Enerji Görünümü Raporu"na göre, petrol fiyatları, küresel petrol talebi artışındaki yavaşlama ve OPEC+ grubunun üretim artışı nedeniyle artan küresel petrol stoklarının etkisiyle mayısta üst üste dördüncü ayda da geriledi. Küresel petrol arzının, tüketimi aşmasıyla birlikte stokların artacağı ve bu durumun fiyatlar üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturacağı değerlendiriliyor. Bu yılın ilk beş ayında artan stokların yıl boyunca günlük ortalama 800 bin varil artış kaydedeceği tahmin ediliyor. Bu artışta, OECD ülkelerinde talep düşüşü ile OPEC+ grubu ve OPEC+ dışı ülkelerden gelen arz artışı etkili oluyor. Yılın ikinci yarısında, dünyanın en çok petrol üreten ülkesi ABD'de arzın nispeten yatay seyretmesiyle yavaşlayan küresel petrol üretimi ve küresel petrol talebinin artmasıyla, stok artışlarının 2026'da günlük ortalama 600 bin varile gerileyerek piyasalarda dengeye doğru bir eğilim göstermesi bekleniyor. Böylece, bu yıl için Brent petrolün ortalama varil fiyatının 65,97 dolar seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor. Bu rakam, önceki raporda 65,85 dolar olarak tahmin edilmişti. Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün ortalama varil fiyatının ise 62,33 dolar seviyesinde olacağı öngörülüyor. Söz konusu rakam, geçen ay 61,81 dolar olarak hesaplanmıştı. EIA, gelecek yıl için Brent petrolün ortalama varil fiyatını 59,24 dolar, WTI ham petrolün fiyatını ise 55,58 dolar olarak açıkladı. Ancak rapora göre, fiyat tahminlerine ilişkin belirsizlikler sürüyor. Kanada'daki orman yangınları, Rusya-Ukrayna Savaşı, Libya'daki olası ihracat kesintileri ve OPEC+ grubunun üretim koordinasyonu gibi riskler devam ediyor. Ayrıca, ABD'nin ticaret politikaları ile İran, Rusya ve Venezuela'ya yönelik yaptırımlar da petrol fiyatları üzerinde etkili olabilecek faktörler arasında yer alıyor.
Döviz Kurları:
TCMB 30 Haziran 2025 kapanış verilerine göre, USD döviz satış kuru Haziran ayında %1.74’lük artış ile 39.81 TL; EUR döviz satış kuru %5.28’lik artış ile 46.69 TL oldu. EUR/USD paritesi ise %3.49 artarak, 1.1728 seviyesine yükseldi. Buna göre 2025 yılında EUR ve USD ortalama kur artışı %19.76 olarak gerçekleşti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haziran ayı Piyasa Katılımcıları Anketine göre; katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 43.70 TL iken, bu anket döneminde 43.57 TL olmuştur. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 46.62 TL iken, bu anket döneminde 47.04 TL olarak gerçekleşmiştir. Paraanaliz haberine göre; Almanya merkezli Commerzbank, Türkiye ekonomisine ilişkin yıl sonu döviz kuru tahminlerini güncelledi. Bankanın yeni projeksiyonuna göre, 2025 yılı sonunda dolar/TL kuru 44, euro/TL kuru ise 51,04 seviyesine ulaşacak. Banka, dövizde kademeli bir artış beklediğini belirterek, eylül ayında doların 42, euronun ise 48,30 TL seviyesine çıkacağını öngördü. 2026 yılı için de artış beklentisi devam ediyor. Commerzbank’ın tahminine göre, 2026’nın eylül ayında dolar 47 TL’ye, euro ise 56,40 TL’ye kadar yükselebilir. Tahminler, Türk lirasındaki değer kaybının önümüzdeki aylarda da süreceği beklentisine işaret ederken, kur baskısının hem iç piyasada fiyatlara hem de yatırım eğilimlerine etkisi olabileceği yorumları yapılıyor.
Yurtiçi Fiyat ve Maliyet Endeksleri:
TÜİK verilerine göre, Yİ-ÜFE (2010=100) 2025 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre %2,46 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %15,71 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %24,45 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %28,34 artış gösterdi. Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %25,66 artış, imalatta %23,79 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %28,25 artış ve su temininde %61,04 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında %21,77 artış, dayanıklı tüketim mallarında %29,92 artış, dayanıksız tüketim mallarında %26,45 artış, enerjide %24,15 artış ve sermaye mallarında %27,40 artış olarak gerçekleşti. Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %0,71 artış, imalatta %1,84 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %9,94 artış ve su temininde %6,50 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında %1,77 artış, dayanıklı tüketim mallarında %2,12 artış, dayanıksız tüketim mallarında %1,12 artış, enerjide %8,42 artış ve sermaye mallarında %2,26 artış olarak gerçekleşti.
YD-ÜFE 2025 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre %2,40 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %15,81 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %25,34 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %26,15 artış gösterdi. Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %22,08 artış, imalatta %25,40 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında %22,07 artış, dayanıklı tüketim mallarında %30,80 artış, dayanıksız tüketim mallarında %28,39 artış, enerjide %0,40 artış, sermaye mallarında %30,73 artış olarak gerçekleşti. Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %4,66 artış, imalatta %2,36 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında %1,71 artış, dayanıklı tüketim mallarında %1,98 artış, dayanıksız tüketim mallarında %2,87 artış, enerjide %3,53 artış, sermaye mallarında %2,83 artış olarak gerçekleşti.