Gürkan Hüryılmaz
Haziran 2019 Emtia Fiyat İndeksi
GENEL GÖRÜNÜM
Değerli Meslektaşlarım,
Satınalma olarak çalıştığımız kurumların maliyetlerini düşürerek, rekabetçiliğini arttırmaya devam ediyoruz. Her ne kadar yerlileştirme çalışmalarımız devam etse de, belirli ürünlerde ithalat yapmak durumunda kalıyoruz. Son dönemde ithal kalemlerde menşei belgesinin zorunlu hale getirilmesi ve bunun için bir süre tanınmaması bir yandan tedarik konusunda kesintilere neden olurken, diğer yandan menşei belgesi olmadan yapılan ithalatlar için ödedilen ektra %3.5-6 arasındaki vergiler maliyetlerimizi arttırdı. Bu şartlarda meslektaşlarımıza önerimiş, hali hazırda stoklanmış ve millileştirilmiş ürünlerin araştırılması yönünde olacaktır. Diğer yandan hızlı bir şekilde tedarikçilerden menşei belgelerinin temin edilmesi önemli hale gelmiştir. Yurtdışındaki tedarikçilerin bu işlemler için ekstra bedel talep etmesi de kaçınılmaz olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak, doğaldır ki bunlar için ödediğimiz bedeller, ekstra vergiler ile karşılaştırıldığında düşük kalacaktır. Bu sürecin yönetilmesinde tüm meslektaşlarımıza başarılar dilerken, küresel piyasalardaki resesyon sinyallerini gözden kaçırmamalarını tavsiye ederiz.
BBC haberine göre; Dünya ekonomisini 2020'de küresel resesyon ve finansal krizin bekleyip beklemediğine yönelik tartışmalar 2018 yılının son aylarından bu yana giderek yoğunlaştı. Dahası, Dünya Bankası'nın son Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu küresel resesyonun beklenenden önce, hatta bu yıl başlamış olabileceğini düşündürüyor. ABD ile Çin arasındaki olası bir ticaret savaşının dünya ekonomisinin büyüme hızı üzerinde yapacağı olumsuz etkilerden, bu etkilerin dünya ekonomisini resesyona itmesinden özellikle korkuluyor. Son G-20 Zirvesi'nde ABD ile Çin arasında diyaloğun canlandırılması, bu korkularda bir gerileme yaratmış görünüyor. Amerikan Wall Street Journal gazetesinin işaret ettiği gibi görüşmeler yeniden başladı ama başarıyla sonuçlanmalarının önündeki engeller hala yerli yerinde duruyor. Olumsuz veriler birikmeye başladığında, başlangıçta piyasalar, iyimser davranmaya çalışarak, bunların geçici olduğuna inanmak istiyorlar. Bir resesyon "resmen" saptandığında sürecin çoktan, 6-8 ay içine girilmiş; bir finansal kriz patlak verdiğinde bozulma çoktan ileri bir safhaya ulaşmış oluyor. Geçen sefer, dünya ekonomisine ilişkin veriler 2006 yılının ikinci yarısında bozulmaya başlamıştı. Ancak bozulma krize 2007 ortasında dönüştü. Kriz Lehman Brothers'ın batmasıyla bilinçlere çıktı, tüm şiddetini sergilemesi 2008'i buldu. Lehman Brothers krizin başlangıcı değil, başlamış olan krizin ilk kurbanlarından biriydi. Bu kez erken başlayan tartışmalarda kötümser beklentiler kısa sürede en güçlü eğilim haline geldi. İlk dikkati çeken ABD hazine bonolarında 3-10 yıl arası getiri eğrisinin (yield curve) tersine dönmesi. Almanya'da da benzer bir eğilim gözleniyor. Bu gelişmeler piyasaların bir resesyon, buna bağlı olarak da faiz oranlarında bir gerileme beklediklerini gösteriyor. ABD'de son 7 resesyon öncesinde, bono piyasalarında getiri eğrisi tersine dönmüştü.
Reel ekonomide de gelişmeler olumsuz. Küresel düzeyde imalat sanayi performansını ölçen PMI İmalat Endeksi 2018 yılının ilk aylarından bu yana sürekli geriliyor; Haziran ayında 2012'den bu yana en düşük düzeye inmiş. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı verilerine göre uluslararası sermaye hareketleri de 3 yıldır geriliyor. Geçen yıl da yabancı sermaye yatırımları küresel düzeyde %13 geriledi. Çin ekonomisi yavaşlamaya devam ediyor. Dünya ekonomisinde adeta bir öncü gösterge olarak bilinen Güney Kore ihracatı artış hızı da Haziran'da son 3.5 yılın en düşük düzeyine inmiş. Japonya'da ihracat altı aydır sürekli düşüyor. Japonya imalat sanayi performansını ölçen Tankan indeksi 2016'dan bu yana en geri düzeyinde seyrediyor. İngiliz Financial Times gazetesinin aktardığına göre Euro Bölgesi'nde, Fransa hariç tüm ekonomilerde üretim düşüyor. Bölgenin en güçlü ekonomisi Almanya'da 2019 için büyüme oranı beklentisi %1.6'dan %0.6'ya çekildi. Avrupa Merkez Bankası'nın da ekonomiyi desteklemek amacıyla bono alımlarına yeniden başlaması resesyon beklentisinin kritik bir aşamaya geldiğini gösteriyor.
İngiltere'de Satın Alma Müdürleri Endeksi, ekonomik büyümenin Nisan-Haziran döneminde negatif alana geçtiğini gösteriyor. Haziran ayında imalat ve inşaat sanayi üretimleri de negatif alana geçmiş. Hizmet sektörü çıktıları üç yıldır ilk kez geriliyor. Kısacası İngiltere'de bir resesyonun başlamış olduğu söylenebilir. BD ekonomisinin büyüme hızı 10 yıldır pozitif alanda seyrediyor. Kimi yorumculara göre bu "tarihin en büyük ekonomik toparlanması". Ancak bu "toparlanma" önceki toparlanma dönemlerine göre çok düşük bir ortalama büyüme hızında yaşanıyor. Büyüme onuncu yılına girerken Amerikan Washington Post gazetesinin aktardığı gibi, iş çevrelerinde bir gerginlik, harcamaları kısma eğilimi var. ABD Merkez Bankası (Fed) da kaygılı, en son toplantısında faiz oranlarını değiştirmemişti. Başkan Trump "Bu tarihin en büyük toparlanmasıdır" diyerek sahiplenmek istiyor ama diğer taraftan da resesyon korkusuyla, Fed üzerinde faizleri indirmesi için baskı yapmaya devam ediyor. Kimi yorumculara göre Trump, resesyon geldiğinde (gelecek yıl seçim dönemine rastlaması bekleniyor) Fed'i suçlayabilecek bir konumda olmak için hazırlanıyor. Bu sırada resesyon beklentisi artıyor. Duke Üniversitesi'nin finans müdürleri arasında yaptığı bir araştırma, ABD finans müdürlerinin %69'unun gelecek yılın sonuna kadar bir resesyon beklediklerini gösteriyordu. Washington Post da Philedelphia ve New York'ta imalat sanayi etkinliğini ölçen indekslerinin geçen ay hiç beklenmedik oranda sert gerilemeler kaydettiğini aktarıyordu. Dünya Bankası'nın, 2019 yılı için büyüme beklentisini azaltarak %2.6 ile resesyon sınırına çektiği görülüyor. Dünya ekonomisi için %2.5-3 aralığı resesyona giriş sınırı olarak kabul ediliyor. Otomotiv, demir çelik, inşaat gibi sektörde kronik kapasite fazlası sorunu yaşayan dünya ekonomisi bir daralma dönemine girerken ABD ile Çin arasında gelişen ticaret savaşı, ABD'nin bu savaşı Avrupa ülkelerini de kapsayacak biçimde genişletme eğilimi, resesyon olasılığını iyice arttırdı. Bir ekonomik daralma, şirketlerin borçlarını servis etme kapasiteleri üzerinde olumsuz etki yapıyor. Bu etki hızla bankalara, varlık piyasalarına doğru yayılıyor. Eğer merkez bankalarının ve hazinelerin elinde piyasaları, mali sektörü destekleyecek araçlar varsa daralmanın resesyona, bankalarda ve mali piyasalardaki sorunların da finansal krize dönüşme olasılığı azaltılabiliyor. Son mali krize yol aşan etkenler hala varlığını sürdürüyor. O krizin temelinde yatan 140 trilyon dolarlık büyük borç dağı daha da büyüdü ve 240 trilyon dolarla dünya hasılasının yüzde 300'üne ulaştı. Toplam küresel borç içinde payı 2007'de %7'den, 2017'de %27'ye çıkan "yükselen piyasalar" ekonomileri de tehlikede. Birçok analist The Economist ve Forbes dergileriyle, Financial Times gazetesi gibi yayımlarda, geçen mali krizden gereken derslerin ve yeterli önlemlerin hala alınamadığını savunuyor. Gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının elindeki araçlarda büyük ölçüde tükenmiş durumda. Zaten düşük hatta negatif alanda olan faizleri hızla indirmek, parasal genişlemeye gitmek bu kez çok zor. Sonuç olarak 2020 yılında bir resesyon olasılığı güçlü. Bu olasılık bir ticaret savaşı ortamında hızla artacaktır. Resesyonun gerçekleşmesi durumunda, bunun bir finansal kriz yaratma riski de artmaya devam ediyor.
Euronews haberine göre, Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's Türk ekonomisindeki zayıflığın batık kredi karşılıklarını yükseltmek zorunda bırakması ve kredi büyümesinin yavaşlamasına yol açması nedeniyle bankaların karlılığını düşüreceğini tahmin ettiklerini duyurdu. Moody's 1 Temmuz'da yayınladığı araştırma raporunda ayrıca kötü senaryo ihtimalinde döviz cinsi mevduatlara erişim kısıtlaması gibi radikal mali önlemlerin devreye sokulma riskinin de yükseldiği vurgulandı. Geçtiğimiz ay Türkiye'nin ülke notunun yanı sıra 18 Türk bankasının kredi notunu da birer kademe indiren Moody's yeni raporunda Türk bankacılık sisteminin negatif seyrinin devam ettiğini vurgulayarak bankaların fonlamadaki kırılganlıklar ve faaliyet koşullarında zorluklar nedeniyle önümüzdeki 12-18 aylık dönemde finansal dayanıklılığı üzerinde baskı oluşturacağını belirtti. Türk Lirası'ndaki hızlı değer kaybı nedeniyle ülkedeki döviz cinsi mevduatların toplam mevduatın %54'üne yükseldiği belirtilen raporda ekonomi yönetiminin politikalarının öngörülemez olduğu vurgulandı. Moody's ayrıca 100 milyar dolar seviyesindeki nakde dönüştürülebilir varlıkların ve 27 milyar dolar seviyesindeki merkez bankası döviz rezervinin fonlamadaki yaşanacak bir aşırı gerilmeye dayanmaya yetmeyeceğini belirtti.
Tüm bu gelişmeler altında, emtia fiyat analizleri aşağıdaki şekilde ele alınmıştır.
Metal-Demir-Çelik:
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Bakır fiyatları Haziran ayında %3.29’luk artış ile 5.970 dolar/ton seviyelerinde ayı kapattı. LME Bakır Stokları ise Haziran ayında %13.87’lik artış gösterdi. G20 zirvesinde ABD ve Çin başkanlarının yaptığı görüşmede, ticari müzakerelerin sürdürülmesi konusunda fikir birliği sağlanması sonrasında emtialarda ve özellikle bakır fiyatlarında yukarı yönlü hareket görüldü. Uluslararası Bakır Çalışma Grubu (ICSG), Haziran ayı raporunda, Ocak - Mart 2019 arasındaki dönem için tahminlerini açıkladı. Önceki yıl %81.8 olarak gerçekleşen, maden kapasitesi kullanımı bu yıl % 81.1 olarak gerçekleşti. Konsantre ve geri dönüşüm malzemelerinden elde edilen küresel rafine bakır üretimi de bir önceki yılın aynı dönemine göre 66.00 ton azalarak 5.818.000 ton oldu. Bu azalış, özellikle planlı ve planlanmamış çeşitli erime kapanmalarından kaynaklandı. Küresel rafine bakır tüketimi ise aynı dönemde geçen yıla göre Çin’den gelen yüksek talebin etkisi ile yaklaşık %1 artarak 5.850.000 ton oldu. Küresel rafine bakır dengesi için ise Ocak-Mart ayları arasında bir önceki yıl 81.000 ton fazla iken bu yıl 32.000 tonluk bir açıkla sonuçlandı. NBI NE-Metalle tarafından yayınlanan bir rapora göre, Afrika’nın en büyük bakır üreticisi konumunda olan Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki bakır üretimi 2028 yılına kadar neredeyse iki katına çıkarak 2.23 milyon tona ulaşacak. Fastmarkets'e göre, Çin'deki spot bakır primi mayıs ayında yeniden yükseldi. Sözde şu anda 54 - 71 $ / ton arasında değişiyor. Focus Economics bakır fiyatlarını 2019’Q4 için 6.504 $/ton ve 2020’Q4 için 6.837 $/ton olarak tahmin ediyor.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Alüminyum fiyatları Haziran ayında %0.71’lik artış ile 1.773 dolar/ton seviyelerinde ayı kapattı. LME Alüminyum Stokları ise Haziran ayında %13.71’lik azalış gösterdi. Citibank Temmuz ayı raporunda, Alüminyum fiyatları için değişimi 1 ay için %1.8 artış, 3 ay için %4.6 azalış, 6 ay için %3.3 azalış ve yıl sonu için %2.3 azalış yönünde öngörüyor. Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Nikel fiyatları Haziran ayında %5.19’luk artış ile 12.660 dolar/ton seviyelerinde ayı kapattı. LME Nikel Stokları ise Haziran ayında %3.85’lik artış gösterdi. Outokumpu Temmuz ayı paslanmaz prim değerleri ise 430 kalite için 2 EUR/ton, 304 Kalite için 18 EUR/ton ve 316 kalite için 28 EUR/ton düşüşle açıklandı. 316 Allegheny Ludlum paslanmaz sürprimi, bu ay %6.3 düşüşle 0.95 $/pound'dan 0.89 $/pound'a düştü. 304 Allegheny Ludlum sürprimi ise , geçen ay %7.8 düşüşle 0.68 $/pound'dan 0.61 $/pound'a geriledi. Çin 304 soğuk rulo fiyatı % 3.5 düşüşle 2.158 $ / mt seviyesinde kaydedildi. Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Çinko fiyatları Haziran ayında %3.73’lük düşüş ile 2.580 dolar/ton seviyelerinde ayı kapattı. LME Çinko Stokları ise Haziran ayında %3.77’lik azalış gösterdi. Uluslararası Kurşun ve Çinko Çalışma Grubu'na (ILZSG) en son rapora göre, küresel kurşun ve çinko piyasaları yılın ilk dört ayında açık vermedi. Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Kurşun fiyatları Haziran ayında %7.35’lik artış ile 1.913 dolar/ton seviyelerinde kapattı. Aynı dönem için Kalay fiyatları ise %0.29 azalış ile 18.800 dolar/ton seviyelerinde ayı kapattı. LME Kurşun Stokları, Haziran ayında %5.06’lık azalış gösterirken, aynı dönem için Kalay Stokları ise %103.50’lik artış gösterdi.
Demir Cevheri fiyatları Haziran ayında artmaya devam ederek %13.2’lik sert yükseliş ile 120 dolar seviyelerine geldi. Fiyat artışının temelinde arz kısıtlamaları gösteriliyor. Brezilya’nın en büyük üreticilerinin Haziran ayı 29.40 milyon ton olurken, bu rakamın geçen yılın aynı döneminde 35.29 milyon ton olduğu belirtildi. Avustralya’nın en büyük demir cevheri üreticisinden de operasyonel sorunlar ve kötü hava koşulları nedeniyle sevkiyat düşüşleri olacağının açıklama gelmesi ile arz sıkıntıları oluştu. SteelHome verilerine göre, Brezilya ve Avustralya'dan yapılan sevkiyatlar ve yerel çelik üreticilerinin talebinin artmasına bağlı olarak, Çin limanlarındaki demir cevheri stokları geçen hafta 2017'nin başından bu yana en düşük seviyeye ulaştı. Verilere göre, Çin'e teslimi demir cevheri, 2014 yılı başından bu yana en yüksek olan 119.70 $ seviyesinde yer aldı. Diğer çelik üretim girdileri, Dalian koklaşabilir taş kömürü %0.6 artarak 1.400 yuan/ton olurken, Kok Kömürü % 0.3 artışla 2.110.50 yuan/ton seviyesine yükseldi.
Plastik ve Kauçuk:
Haziran ayında yurtiçi plastik piyasasında ortalama olarak %4.31’lik azalış görülürken, en yüksek azalış %8.22 ile ABS fiyatlarında görülürken, bunu %7.72 ile PS, %4.66 ile PE ve %4.29 ile PP takip etti. Chemorbis haberine göre, PS piyasasında, Haziran ayında kaydedilen 130-150€/tona varan düşüşleri takiben Temmuz ayında da ilave düşüşler görüldü. Ancak, Avrupalı PS tedarikçileri marjlarını iyileştirmek amacıyla tekliflerini aylık stiren kontratlarındaki 48€/tonluk düşüşün altında kalan düşüşlerle açıkladı. ChemOrbis Fiyat Endeksi’nde yer alan haftalık ortalama verilere göre, son düşüşler İtalya ve Kuzeybatı Avrupa’daki kristal ve antişok fiyatlarını bu yılın Ocak sonundan bu yana görülen en düşük seviyelerine çekti. Alıcıların büyük bir kısmı Temmuz ayında ilave düşüş beklentisiyle Haziran’daki keskin düşüşlere kayıtsız kalmıştı. Tek kullanımlık plastik yasağı ve işleyicilerin önceki alımları da nihai ürün satışlarının yavaşlamasına yol açtı. Tüccarlar, satılmayan stoklar nedeniyle stok baskısı hissettiklerini bildirdi. Oyuncular, tüccarların stok boşaltmak için fiyatlandırma politikalarında esneklik sağlayabileceğini düşünüyor. Bu sebeple, ayın ilerleyen günlerinde ilave indirimler elde edilebileceğine inanıyorlar. Alıcılar, stok baskısı nedeniyle ilave düşüşlere kesin gözüyle bakıyor. Bunun yanı sıra, başlayan yaz tatilleri nedeniyle talepte bir canlanma görmeyi de beklemiyorlar. Alıcılar, PS tekliflerini 50€/tona varan düşüşlerle aldıklarını bildirdi. PP ve PE tedarikçileri Orta Doğu ve Afrika piyasalarına Temmuz ayı için çoğunlukla düşüşlerle yaklaştı, ancak Haziran ayında olduğu gibi fiyatlarını bir önceki aya kıyasla değiştirmeyen birkaç satıcı da oldu. Oyuncular bölgedeki piyasalarda süregelen düşüşleri çoğunlukla zayıf alım ilgisine bağladı. Önde gelen bir Suudi üretici, PP ve PE türlerinin neredeyse tümü için Temmuz ayı fiyatlarını geçen aya kıyasla 75-265SAR/ton (20-70$/ton) düşürdü. Bu noktada, homo PP enjeksiyonluk üreticinin PP enjeksiyon hattındaki bir üretim sıkıntısına bağlı olarak sıkışan tedariki nedeniyle bir istisna haline geldi. Birleşik Arap Emirlikleri’nde bir üretici yurtiçi piyasaya verdiği Temmuz ayı PP ve PE teklifleri üzerinde 70-100$/tonluk düşüşler uyguladı. BAE’li oyuncular, önde gelen Suudi üreticiden de aylık bazda 40$/ton ila 70$/ton arasında değişen düşüşlerle Temmuz PP ve PE teklifleri aldıklarını bildirdiler. Geçen aya kıyasla fiyatı değişmeyen tek ürünün LLDPE C4 film olduğu belirtildi.
Kağıt ve Kereste:
Yurtiçi kağıt fiyatları Haziran ayında ortalama %2.59’lik artış gösterdi. Haziran ayında yurtiçi üreticilerden ara mamul fiyat artışı anons edilmezken, hurda kağıdın azalması kaynaklı artışların yaşandığı öngörülüyor. Global piyasalara baktığımızda Nikkei borsasında Kağıt&Hamur fiyat endeksinin Haziran ayında %4.90 oranında arttığını görüyoruz. Bununla birlikte, Hitit Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğretim üyeleri, yerli ve milli ürünlerin üretimi ile patentli ürün geliştirilmesine yönelik çalışmalar kapsamında kağıt üretiminde artan maliyetlere karşı alternatif çözüm olarak mikroorganizmalardan bakteriyel selüloz ürettiği belirtildi.
Ahşap Global haberine göre; Wood Resource Quarterly verilerine göre, son iki yılda yumuşak ağaç elyaf fiyatları ABD Kuzeybatı, Batı Kanada, İskandinav ülkeleri ve Almanya'da% 20'nin üzerinde artış gösterdi. Lif fiyatlarının 2016 yılının 4. çeyreğinden bu yana düştüğü bölgeler Doğu Kanada ve Brezilya oldu. Doğu Kanada’da, lif fiyatları aşırı miktarda odun talaşı stoku bulunması nedeniyle Brezilya'da ise değer kaybeden Brezilya parası nedeniyle düştü. Ontario ve Quebec'te, artan kereste üretimi, bol miktarda fazla odun talaşı oluşmasına neden olurken, odun lifi talebinde durgunluk yarattı. Bunun sonucunda, odun talaşı fiyatları altı yılda neredeyse %50 oranında düştü ve bazı fabrikalar ellerindeki tüm odun talaşını satabilmek için alıcı bulmaya çalışmakta. Son iki yılda, sert ağaç hamur kütüklerinin maliyeti Wood Resource Quarterly’nin takip ettiği 16 ülkenin 15'inde arttı. Çin, Finlandiya, Endonezya ve İspanya da dâhil olmak üzere bazı sert ağaç hamuru üreten ülkelerdeki kâğıt hamuru fabrikalarında lif maliyetlerinin 2016 yılının 4. çeyreğinden 2018 yılının 4. çeyreğine kadar % 10 ila 30 oranında arttığı görüldü. Çin'e ithalatı yapılan sert ağaç odun talaşının fiyatları, özellikle Avustralya ve Şili gibi yüksek maliyetli ülkelerinden elde edilen sert ağaç odun talaşının fiyatlarının artması nedeniyle, 2017 yılının sonlarından 2019 yılının başlarına kadar sabit bir şekilde yükseldi. 2018 sonunda ve 2019'un başlarında, Çin ve Japonya'ya satılan sert ağaç odun talaşının ithalat fiyatı neredeyse aynıydı. Bu, önceki on yıl boyunca Japonya’ya satılan odun talaşı fiyatlarının Çin’e gönderilenlere kıyasla % 20-70 $/odmt (fırın kuru metrik ton ) arasında daha yüksek olmasının aksine bir durum.
Enerji ve Petrol:
Haziran ayında yurtiçi sanayi elektrik ve doğalgaz fiyatlarında bir artışa gidilmezken; pompa fiyatlarında Motorin için %0.47’lik artış, K95 Benzin için %3.72’lik azalma görüldü. Global piyasalarda ise Ham Petrol %9.29’luk artış ile 58.47 dolar/varil ile ayı kapatırken, Doğalgaz %5.95 azalarak 2.308 dolar/mmbtu seviyelerinde ayı kapattı. EIA'nın "Haziran 2019 Kısa Dönem Enerji Görünümü Raporu"nda, ABD'nin Batı Teksas (WTI) türü ham petrolde bu yıla ilişkin varil fiyatı beklentisini 63 dolardan 59 dolara, Brent petrolde ise 70 dolardan 67 dolara düşürdüğü belirtildi. Raporda, fiyat tahminlerindeki aşağı yönlü revizyonla ilgili olarak, küresel petrol talebindeki artışla ilgili belirsizliğe dikkat çekildi. Buna göre, EIA küresel petrol talebinin bu yıl günlük ortalama 1,2 milyon varil artış göstermesini bekliyor. EIA'nın mayıs ayı raporunda küresel petrol talebinin bu yıl 1,4 milyon varil yükselmesinin beklendiği kaydedilmişti. Raporda, ABD'nin 2019 ve 2020'ye ilişkin ham petrol üretim tahminlerinin de aşağı çekildiği belirtildi. Buna göre, ABD'nin günlük ortalama ham petrol üretiminin bu yıl 12,32 milyon varil, gelecek yıl ise 13,26 milyon varil olacağı öngörülüyor. UBS, OPEC üyelerinin global üretim kısıntısı anlaşmasına yüksek oranda uyum göstermeye devam edeceklerini öngördüklerini belirterek gelecek 3 ayda brent petrolünde fiyatın 70 dolar/varilin üzerinde seyredeceğini tahmin ettiklerini bildirdi. UBS, İran ve Venezuela'nın petrol üretim ve ihracatında aksamaların önümüzdeki günlerde petrol stoklarının daha da düşmesini tetiklemesini beklediklerini de belirtti.
Döviz Kurları :
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Haziran tarihli Beklenti Anketine göre 2019 yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket anket döneminde 6.43 TL iken, bu anket döneminde 6.30 TL olmuştur. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla 6.68 TL ve 6.64 TL olarak gerçekleşmiştir. 2019 yıl sonu dolar tahminini açıklayan JP Morgan, dördüncü çeyrek için kur tahminlerini revize etti. Buna göre kurum, 2019 yıl sonu Dolar Türk Lirası tahminini 7 seviyesinden 6.3'e indirdi.
EUR/USD paritesi ile ilgili olarak Citibank’ın Haziran ayındaki tahmini 0-3 ay için 1.12, 6-12 ay için 1.16 ve uzun vadede 1.30 olarak açıklandı. Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi'nin Euro Bölgesinde enflasyonun çok düşük olduğunu ve gerektiği takdirde ECB'nin faizleri düşüreceği açıklamasını değerlendiren Commberzbank analistleri ECB'nin Temmuz ayında faizleri düşürebileceğini tahmin ettiğini duyurdu. Commerbank’ın EUR/USD paritesi ile ilgili tahmini ise 2019’Q3 için 1.14 ve Q4 için 1.16 olurken, 2020’Q1 için 1.18, Q2 için 1.20 ve Q3 için 1.22 oldu. Muizuho Bank'ın önde gelen döviz tahmincisine göre, üç önemli para birimi arasında yen diğerlerine göre daha iyi performans gösterecek.
Yurtiçi Fiyat ve Maliyet Endeksleri:
Yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE), 2019 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre %0,09, bir önceki yılın Aralık ayına göre %8,09, bir önceki yılın aynı ayına göre %25,04 ve on iki aylık ortalamalara göre %32,81 artış gösterdi. Sanayinin dört sektörünün bir önceki aya göre değişimleri; madencilik ve taşocakçılığı sektöründe %0,50 artış, imalat sanayi sektöründe %0,45 düşüş, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımı sektöründe %7,83, su temini sektöründe %0,43 artış olarak gerçekleşti. Bir önceki aya göre en fazla artış; %7,83 ile elektrik, gaz üretimi ve dağıtımı, %4,44 ile ham petrol ve doğal gaz, %2,19 ile kağıt ve kağıt ürünleri olarak gerçekleşti. Buna karşılık kok ve rafine petrol ürünleri %11,79, basım ve kayıt hizmetleri %4,10, ana metaller %2,70 ile bir önceki aya göre azalan alt sektörler oldu. Ana sanayi grupları sınıflamasına göre 2019 yılı Haziran ayında aylık en fazla artış dayanıklı tüketim malında ve yıllık en fazla artış enerjide gerçekleşti.
Ülke sınırları içinde üretimi yapılarak yurt dışına ihraç edilen malların üretici fiyatlarındaki değişimi ölçen yurt dışı üretici fiyat endeksi (YD-ÜFE), 2019 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre %4,19, bir önceki yılın Aralık ayına göre %13,09, bir önceki yılın aynı ayına göre %30,66 ve on iki aylık ortalamalara göre %40,39 artış gösterdi. Sanayinin iki sektörünün bir önceki aya göre değişimleri; madencilik ve taşocakçılığı sektöründe %4,95, imalat sanayi sektöründe ise %4,17 artış olarak gerçekleşti. Bir önceki aya göre en fazla artış; %6,50 ile diğer madencilik ve taşocakçılığı ürünleri, %6,13 ile kimyasallar ve kimyasal ürünler, %5,58 ile diğer ulaşım araçları sektöründe gerçekleşti. Ana sanayi grupları sınıflamasına göre 2019 yılı Mayıs ayında en fazla aylık ve en fazla yıllık artış ara mallarında gerçekleşti.