Vedat Gökçe
Dayanışma Üzerine Güzel Bir Hikaye!
Yıllar sonra doğduğu çiftliği ziyaret etmek için arabası ile yola çıkan adam bir anda arabasını tarlaların arasında bir yerlerde çamura saplanmış bir halde buldu. Araba ne ileri ne de geri gitmiyor, lastikler patinaj yapıyordu. Bir süre direksiyon gaz ve vitesle uğraştı durdu sonra da yakında görünen bir çiftliğe yürüyerek gidip yardım istemeye karar verdi.
Çiftlikte bulduğu yaşlı köylü adamı dinledi, bulunduğu yerden arabanın saplandığı yere ve arabaya baktı, sonra da “Yaşlı Warwick halleder” diye mırıldandı ve ayağa kalkıp çiftliğin ahırına doğru yürümeye başladı. Adam, Warwick’in kim olduğunu düşünerek takip ettiği yaşlı köylünün ahırdan yaşlı ve kör bir katırı çıkardığını gördü. Warwick bir şehrin adıdır ve batıda çiftlik hayvanlarına sevilen insanların ve şehirlerin isimlerini vermek garip karşılanmaz. Çiftçi bir balya da kalın halatı yüklendi ve arabanın yanına katır, çiftçi ve arabası yolda kalan adam birlikte gittiler. Yürürken adam çiftçinin elinde kamçı olmadığını fark etti ve buna şaşırdı.
Arabanın yanına geldiklerinde çiftçi halatın bir ucunu arabanın tamponuna diğer ucunu da Warwick’in koşumlarına bağladıktan sonra da bağırmaya başladı; “Hadi Jack, hadi Ted, ha gayret Fred!, hadi davran Warwick!”
Yaşlı katır ismini duyduğu anda büyük bir gayretle ileri atıldı ve arabayı tek başına saplandığı çamurdan çekti çıkardı. Adam, çelimsiz yaşlı katırın gücüne şaşkınlıkla baktı sonra da köylüye teşekkür etti ve sordu; “ Neden Warwick’in ismini söylemeden önce o kadar isim saydın?” Köylü güldü ve soru ile cevap verdi; “Warwick'in kör olduğunu görmedin mi?” ve konuşmasını sürdürdü “Kendisini bir takımın parçası hissedince Warwick, hep daha becerikli olur. Eğer kör olmasa idi çamura gömülmüş bu arabayı asla yalnız başına çıkaramazdı. Bu kadar ismi sıraladığım zaman kendisi ile birlikte çalışan bir kaç katır daha olduğunu sandı, heyecana kapıldı ve üstüne düşeni yapmak için olanca gayretini verdi”
Öyküde biri aritmetik öbürü geometrik olarak fayda artıran iki kavram görüyoruz; "Yardım" ve "dayanışma"! Bu öyküde dayanışmanın kendisi yok ama ruhu bile yeterli olmuş.
Dünyada ve Latin Amerika'da "vicdanın sesi" olarak nitelendirilen yazar Eduardo Galeano ne güzel özetlemiş?;
- Ben "Yardım" a inanmam. "Dayanışma" ya inanırım. Yardım çok vertikal (dikey) yukarıdan aşağı doğru bakan bir ilişkidir.
-Dayanışma ise horizontaldır (yatay) ötekine saygıyı ifade eder ve ondan öğreneceğin şeyler olduğunu hissettirir.
Yardımlaşmanın olmadığı bir dünya cehennem gibi olurdu. Ama dayanışmanın -hele "öteki" ile birlikte yapılabilirse - olduğu bir dünya cennet olur!
Bunun için de kafayı değiştirmek gerekiyor. Sizin gibi düşünen ve davrananlarla tabi ki dayanışma kolay olur. Ama sizin gibi düşünmeyen "sizden" olmayanlarla ortak hedef ve üslubu yakalayıp dayanışmayı yaratabilirseniz üretilen fayda eşsiz olur. Dayanışmayı yaratabilmek en büyük mücadelelerin kazananı olmaktan bile daha değerlidir.
Aslında bu öyküde Warwick, hiç kamçı kullanma düşünülmeden tamamen diplomatik bir maharetle "ikna" edilmiş.
Ben diplomatların kazandıkları barışın, orduların kazandığı savaşlardan daha faydalı ve kalıcı olduğuna inanan azınlıktanım.
(Vayakel) Alıntıdır.
***
Bu süreçte yaşadığımız pandemi salgını da gösterdi ki, bizlerde dayanışma ruhu ile bütün zorlukların üstesinden gelebiliriz.
Bu vesile ile Mübarek Ramazan ayınızı ve Ramazan Bayramınızı kutlar, hayırlı bayramlar dilerim.
***
Her işin başı sağlık, ne yaparsanız yapın kendinize iyi bakın, sağlıkta kalın.